Bir annenin görevi çocuğunun masumluğunu korumaktır, | Open Subtitles | نعم , عمل الأم هو حماية براءة طفلها |
Ve eğer kocanın masumluğunu ispatlamak istiyorsan, | Open Subtitles | إذا كنت تريدين إثبات براءة زوجـــك |
Krusty'nin masumluğunu kanıtlayabilirim, ama yardımına ihtiyacım var. | Open Subtitles | أعتقد أني أستطيع إثبات براءة (كراستي)، لكني بحاجة إلى مساعدتك |
O sırada yapılacak en iyi şey o gibi gelmişti ama Confessor'un, masumluğunu kanıtlamak için uğraşacağını hesaba katmamışım. | Open Subtitles | بدي لي ان هذه هي افضل خطه في هذا الوقت. ومالم اخذه في الحسبان كان محاربة المؤمنه لاثبات برائتك. |
Babası olduğunu öğrendiği anda senin masumluğunu kanıtlamaya karar kıldı. | Open Subtitles | منذ اللحظه التي عرفت بأنك ابوها لقد قررت ان تثبت برائتك |
Bize masumluğunu kanıtlamak istiyor musun? | Open Subtitles | و تود أن تثبت لنا برائتك ؟ |
İspatlayamadığın takdirde, Walt Bannerman'ın masumluğunu benim önüme getirme yine. | Open Subtitles | لا تقحم براءة (والـت بانرمان) مرة أخرى ما لم تتمكن من إثبات ذلك |
Beni cezalandırmak mı John'un masumluğunu kanıtlamak mı? | Open Subtitles | أن تعاقبني؟ أو أن تثبت براءة (جون)؟ |
Senin masumluğunu kanıtlayacak belgeler var elimde. | Open Subtitles | لدي دليل برائتك |