Bu o mektupların bir tanesinden alıntı. ''12 yaşındaki oğlumda otizm var ve matematikle ilgili çok zor zamanları oldu. | TED | هذا مقتطف من أحدى تلك الرسائل " أبني ذا ال 12 ربيعاً مصاب بالتوحد ولديه صعوبة بالغة في فهم الرياضيات |
Çocuklara, matematikle ilgili mirasları olduğunu gösteren başarılı bir öğretimdi, bu sadece şarkı söylemek ya da dans etmek değildi. | TED | اذا كان أمرا ناجحا جدا تدريس أطفال لديهم هذا التراث من علوم الرياضيات, ليس فقط عن الغناء والرقص. |
matematikle yapılmış bir model, 19. yy. 'daki fiziksel modeller gibi. Nedenler hakkında düşünmek çok önemlidir. | TED | نموذج مصنوع من خلال الرياضيات و بعكس النموذج الفيزيائي للقرن التاسع عشر فانه من المهم التفكير في اﻷسباب |
matematikle aram pek iyi değildir, ama üzerinde çalışıyordum. | TED | أنا لست جيدة جداً بالرياضيات ولكنني كنت أعمل لأكون كذلك. |
İnternet matematikle başlar. İkili değerle başlar. | TED | الإنترنت يبدأ بالرياضيات. إنه يبدأ بنظام التعداد الثنائي. |
matematikle boğuşan bir öğrenciye uzak bir gelecekte para ödenmesi için çok çalışmasını söylemek epey zor. | TED | فمن الصعب أن نخبر طالبًا يعاني مع الرياضيات اليوم أن يعمل بجد كي يُكافأ في المستقبل البعيد. |
Bunun, matematikle ilgisi yok. | Open Subtitles | كان ذلك جيدا. ترى؟ لا يوجد الرياضيات المعنية. |
Bu, onu yeni keşifler yapmaya yönlendirdi, bir şekilde içinde bulduğu matematikle atomdaki bir şifreyi kırdığına inanmıştı. | Open Subtitles | قاده ذلك بسرعة إلى اكتشافات أخرى و كان مقتنعاً أنه كسر أحد شفرات الذرة التي وجد بطريقة ما الرياضيات المختفية بداخلها |
matematikle bir kere başladın mı, duramıyorsun değil mi? | Open Subtitles | لما تبداء في الرياضيات, انت لاتتوقف, صحيح؟ |
Şaşılacak şey de şu, var olan bütün doğa kanunları matematikle açıklanabiliyor. | Open Subtitles | من المدهش أن هناك أي قوانين للطبيعة على الإطلاق والتي يمكن وصفها بواسطة الرياضيات |
Bence matematikle uğraşmak peynir ustası olmaya benzeyecek. | Open Subtitles | لديّ انطباع بأن العمل على الرياضيات سيصبح أشبه بصنع جبن صنعي |
Bilgisayarlar çok gelişse de insanlar matematikle uğraşmaya devam edecek. | Open Subtitles | وعلى الرغم من ذلك، يستمر الناس في إجراء الرياضيات |
matematikle uğraşacak kadar deliymiş, ama sadece o kadar. | Open Subtitles | أنه كان لبندقية كبيرة إنه يبدو عاقلا كفاية ليتعامل مع الرياضيات فقط وليس مع شيء آخر |
Merkez senin matematikle pek aran olmadığını düşünüyor. | Open Subtitles | مراقب المهمة ظن بأن الرياضيات ليست من أقوى صفاتك. |
Matematik telafi dersine verildim çünkü eski okulumdaki matematikle bu okuldaki aynı değilmiş. | Open Subtitles | تم وضعي في فصل تقوية رياضيات لأن مادة الرياضيات في مدرستي القديمة ليست نفسها التي يدرسونها هنا |
Öyle kolay kolay matematikle özetlenemez. | Open Subtitles | انه لا يمكن أن يكون يلخص بسهولة بالرياضيات |
Pardon, matematikle alakalı her şeyi beynim baskılıyor. | Open Subtitles | المعذرة , تقريباً أنا أقمع من أي شيئ متعلق بالرياضيات |
"Tekrar matematikle uğraşmayı düşünmemi mümkün kıldı." | Open Subtitles | مما جعلني أتمكن من تخيل نفسي أعمل بالرياضيات ثانيةً |
"Tekrar matematikle uğraşmayı düşünmemi mümkün kıldı." | Open Subtitles | مما جعلني أتمكن من تخيل نفسي أعمل بالرياضيات ثانيةً |
Olay matematikle ilgili değil. Resimle ilgili. | Open Subtitles | لا أعتقد أن الأمر متعلق بالحساب ولكنه متعلق بالصوره |
Kepler burada tanrıbilime ek olarak Yunanca, Latince, müzik ve matematikle tanıştı. | Open Subtitles | بالإضافة إلى علم اللاهوت و تعرض كبلر لدراسة اليونانية واللاتينية , والموسيقى والرياضيات. |