Stirling motorunun devasa, matematiksel bir çalışma modelini çıkardık. Genetik algoritmayı uyguladık | TED | بنينا نموذج رياضي ضخم عن كيفية عمل محرك ستيرلنج فعّلنا الخوارزم الجيني |
matematiksel bir açıdan bakarsak, dağılımlar dengelendiği zaman dilin öğrenilmesi yavaşlamaya başlar. | TED | ونحن نحاجج من منطلق رياضي ينص على ان قدرتنا على تعلم اللغات تقل عندما يستقر مدى تصنيفنا للأصوات. |
Zarifçe düzenlenmiş bir yığın sayıya benziyor olabilir; fakat bu aslında matematiksel bir hazine sandığı. | TED | قد يبدو لك هذا الشكل أشبه بكومة من الأرقام المرتبة ، لكنه في الواقع، كنز رياضي قيّم جداً. |
Fakat Einstein daima kara deliklerin matematiksel bir gariplik olduğunu düşündü. | TED | لكن أينشتاين إعتقد دائما أن الثقب السوداء هي غرائب رياضية. |
Bayes'in yaptığı şey esasında bilim adamlarının dünyayı irdeleme şeklini olasılık yöntemini kullanarak karakterize etmek ve tanımlamak için matematiksel bir yol sunmaktı. | TED | وما قام به بايس بشكل أساسي كان ابتكار طريقة رياضية باستخدام نظرية الاحتمالات لتمييز و توصيف كيف يتوصل العلماء إلى حقائق عن العالم. |
Ne olduğunu bulmak için matematiksel bir bulmaca çözmeniz gerekecek. | Open Subtitles | عليكم حل مسألة حسابية. |
Bir hastalığın neden yayıldığını, matematiksel bir denklemin nasıl işlediğini ya da bir arkadaşının canının neden sıkkın olduğunu anlamak sadece indirmekten fazlasını gerektirir. | TED | فهم سبب انتشار مرض معين أو كيف يعملُ البرهان الرياضي أو لماذا يشعرُ أصدقائكم بالإحباط ينطوي على أكثر من مجرد التحميل. |
Ama görünüşteki basitliği sizi aldatmasın, bu denklem devasa matematiksel bir buzdağının görünen ucudur. | Open Subtitles | ولكن لا تنخدع ببساطتها الظاهرة، إعتبر هذه المعادلة كقمة لجبل ثلجي رياضي عملاق. |
matematiksel bir modelin fiziksel gerçekliğe dönüşmesi. | Open Subtitles | أقصد أنه نموذج رياضي تم تحويله إلي واقع فيزيائي |
Biz buna kader desek de aslında matematiksel bir açıklaması var. | Open Subtitles | على الرغم من أننا نسمي هذا "مصير"، هناك تفسير رياضي لذلك. |
19 yüzyıldan matematiksel bir varsayım Riemann zeta fonksiyon sıfırlarının kritik bir düzene dayandığını ifade ediyor. | Open Subtitles | انها توقع رياضي من القرن 19 تشير الى أن قيم التابع رينمان زيتا تصبح أصفارا عند الوصول للخط الحرج |
Fakat bu kuvvetin uzaklığı nasıl değiştirdiğini ifade eden matematiksel bir formül olması gerektiğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | و نظن بأنه يجب أن يكون هناك قانون رياضي لشرح كيفية تغير هذه القوة مع المسافة و بمعرفتنا لمهاراتك.. |
Fakat bu kuvvetin uzaklığı nasıl değiştirdiğini ifade eden matematiksel bir formül olması gerektiğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | ونظن أنه لابد من وجود قانون رياضي ليصف لنا كيف لهذه القوة أن تغير الأبعاد |
Bilimsel entegrasyonu ölçen matematiksel bir ölçüt kullandı, fi olarak adlandırdığı bu şey, bir sistemdeki entegre edilmiş bilgi oranını ölçüyor. | TED | لديه مقياس رياضي لتكامل المعلومات يدعوه فاي "Phi"، وهو يقيس كمية المعلومات المتكاملة ضمن النظام. |
Bayes'in yaptığı bunu yapabileceğiniz bir matematiksel bir yol göstermekti. | TED | وما بيّنه بايس كان طريقة رياضية لفعل ذلك. |
Güneş'in çevresinde dolanan gezegenlerin, büyüklükleriyle yörüngeleri arasındaki matematiksel bir ilişkiyi keşfetmişti. | Open Subtitles | لقد اكتشف علاقة رياضية بين حجم مدار الكوكب حول الشمس ومتوسط السرعة التى يسير بها الكوكب حول الشمس |
Diğer bir deyişle, işte size doğru olan ama kanıtlanması imkansız matematiksel bir ifade. | Open Subtitles | بمعنى آخر، إليكم عبارة رياضية صحيحة لكن لا يمكن برهنتها. |
Hayır, ama matematiksel bir kanı. | Open Subtitles | -ولكنها ليست مسألة حسابية ! |
Fakat biz bunu matematiksel bir seviyede anlamis degiliz. | TED | لكننا، لا نفهم كل ما يحدث على المستوى الرياضي. |
Şimdi, bu sadece teorideki matematiksel bir belge değil. | Open Subtitles | الآن , هذا لَيسَ فقط بعض البرهان الرياضي النظري |