Kullanımı, askerler, kurtarma ekipleri, kanun kuvvetleri için mecburi kılınmalı, diğer erkekler içinse şiddetle tavsiye edilmelidir. | Open Subtitles | وهو إجباري من أجل جنود الجيش وعمال الإغاثة ورجال تطبيق القانون ويوصى به بشدة من أجل الجميع |
Halktan ileri gelenleri çağıracağım. Katılım mecburi olacak. | Open Subtitles | , سأدعو كل زعماء السكان المحليون . الحضور إجباري |
Federe Hapishane Sistemi'nin 1982'den bu yana mecburi eğitim programı var. | Open Subtitles | لَدى نِظام السجون الفِدرالي برامِج تعليم إلزامي أُقِرَّت منذُ عام 1982 |
Bir memur görev başında öldüğünde diğerlerine mecburi günlük izin verirler, değil mi? | Open Subtitles | تعرفين , عندما يقتل الضابط أثناء تأدية الخدمة يعطونه إجازة إلزامية , صحيح ؟ |
Yeni inşaatlara bakılırsa insanlar mecburi tahliye kararının kendilerini kapsamadığını zannetmiş. | Open Subtitles | أعتقد بهذا الإنشاء الجديد أعتقد الناس الإخلاء الإلزامي لا ينطبق عليهم |
Hugh aradı ve sağlık testlerinin mecburi olduğunu söyledi. | Open Subtitles | اتصلت وقالت أن الفحوص الطبية هي إجبارية |
mecburi ara mı? | Open Subtitles | متوقف للتقييم. متوقف للتقييم ؟ |
Genç Japon kızların yaşamında mecburi bir kutlama. | Open Subtitles | احتفال إجباري في حياة كل فتاة يابانية |
"Gelmek mecburi"nin anlamını biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنت لا تفهم معني كلمة "إجباري", أليس كذلك؟ |
FBI'dan mecburi emekli olarak mı? | Open Subtitles | تقاعد إجباري من المباحث الفيدرالية؟ |
Rahibe Pete'le görüşmeler devam edeceksin ve uyuşturucu toplantılarına katılman da mecburi. | Open Subtitles | و سيبقى عليكَ الاجتماع معَ الأخت (بِيت) للنُصح و حضوركَ إجباري لكُل جلسات إعادَة التأهيل من المخدرات |
Pekala, bu mecburi. | Open Subtitles | حسناً، هذا شرط إجباري |
Tüm Dostluk üyeleri kubbeye gelsin. mecburi test için kubbeye gelin. | Open Subtitles | على جميع أفراد فصيلة الوئاميّين التوجّه إلى القبة لإختبار إلزامي جديد. |
Saat akşam altıyı geçti, yani maalesef brendi içmek mecburi. | Open Subtitles | لقد تخطى الوقت الساعة السادسة. للأسف، مشروب البراندي إلزامي عليكم. |
Kaynağı ya da nasıl yayıldığı bilinmiyordu yalnızca mecburi bir aşı programı dayatıldı. | Open Subtitles | لم تكن هنالك أي معلومات متوفرة حول المُسبب أو طرق إنتقال العدوى فقط كان هناك برنامج تلقيح إلزامي |
Bu mecburi bir sevişme. Onunla sevişmek istemiyorsun anladın mı? | Open Subtitles | هذه مضاجعة إلزامية لا أريد مضاجعته |
72 saatlik bir mecburi değerlendirme süreci var. | Open Subtitles | أمامك 72 ساعة كفترة تقييم إلزامية. |
Olayın 10 saat öncesinde yapılan uyarı ve mecburi tahliye sayesinde şu ana kadar tsunami ile doğrudan ilintili ölüm gözlemlenmedi. | Open Subtitles | حالياً لا حادثة إتسمت مباشرةً بالفيضان والشكر بدورنا لإنذار الساعات العشر والإخلاء الإلزامي |
Gözlük ve kulaklık takmak mecburi. | Open Subtitles | ووسائل حماية العينين والأذنين إجبارية. |
- Herkese mecburi arayı söyledim... - Dur bakalım. | Open Subtitles | لقد أخبرت الجميع بموضوع التوقف للتقييم... |
"mecburi" yazısını hiç görmemiştim ama, dinleyin, biz de uyarız. | Open Subtitles | لا أتذكر أن هذا كان إجبارياً. و لكن لنفعل هذا على أى حال. |
Biliyorum kimileri banyo yapılmayan uzak yerlerden geldiler, ama bence Amerika'da banyo yapmak mecburi olmalı, sağlık hükümlerine göre. | Open Subtitles | أعرفُ أن بعضَ الأشخاص أتوا من أماكِن بعيدَة حيثُ لا يستحمون لكن في أمريكا أعتقدُ أن الاستحمام يجب أن يكون إلزامياً. |
Aslına bakarsan, bu mecburi. Yılda bir dişçiye gitmek gibi. | Open Subtitles | إنه إلزاميّ نوعاً ما إنه كالذهاب لطبيب الأسنان مرة في السنة |