Laura, Meclis'e gitmem gerek. Birazdan dönerim. | Open Subtitles | مضطرة للذهاب للبرلمان يالورا، سارجع حالا |
İskoçlar onu Meclis'e sattı. | Open Subtitles | لقد باعه الأسكتلنديين للبرلمان |
Yakın zamanda yeni önerilerimi Meclis'e sunarım. | Open Subtitles | سوف أقدم إقتراحات جديدة للبرلمان قريباً |
Meclis'e saldırı oldu. Başkan vefat etti. | Open Subtitles | تعرض مبنى الكابيتول للهجوم إيغل" قد رحل" |
Meclis'e yakın. | Open Subtitles | إنه يقع بالقرب من مبنى الكابيتول |
Ama bu çok uzun, sürüncemeli bir hukuk savaşıyla sonuçlandı ve Meclis'e karşı beş senelik savaşın sonunda, oradaydım İngiltere'nin en yüksek rütbeli üç Yargıtay hakiminin önünde Meclis'in bu veriyi vermek zorunda olup olmadığıyla ilgili yargı kararını bekliyordum. | TED | ولكن انتهى الأمر إلى هذه المعركة القانونية الطويلة .. وها أنا بعد خمسة سنوات من الحرب ضد البرلمان .. أقف أمام ثلاثة من أشهر قضاة المحكمة العليا في بريطانيا .. أنتظر حكمهم هل سيكون ملزماً للبرلمان بتحرير تلك المعلومات أم لا. |
Onu Meclis'e sattılar. | Open Subtitles | لقد باعوه للبرلمان |
Meclis'e yakın. | Open Subtitles | بجوار مبنى الكابيتول |