Ne yani, sence meclisteki yardımcısını hamile bırakan biri hilekar değil mi? | Open Subtitles | ماذا تقصدين .. أنه ليس من الخيانه اذا جعلت مساعدتك في مجلس الكونغرس حامل؟ |
Bakan Lara ve yandaşları tarafından atılan yalan ve iftiralardan dolayı meclisteki görevimden istifa etmeye karar verdim. | Open Subtitles | بسبب الأكاذيب الفارغة والتهم الملقاة علي من قبل الوزير (لارا) ورفاقه قررت أن أعلن استقالتي من مجلس الكونغرس |
Ama sizin gelişmek dediğiniz şey sahilleri meclisteki dostlarınıza peşkeş çekmekse... İşte buna itirazım var! | Open Subtitles | لكن إذا كانت التنمية تعني تسليم الشواطئ لأصحابك في البرلمان بلا ثمن فسأعترض على ذلك |
- meclisteki bir dosttan mı dediniz? | Open Subtitles | من صديق في البرلمان - بالفعل - |
Botha'nın hatası meclisteki destekçilerini yitirme pahasına kurduğu savunma sistemine olan güveni oldu. | Open Subtitles | غلطة "بوتا" كانت في ثقته ... بأجهزته الأمنية على حساب حماية دعمه . السياسي في البرلمان |