Ama sonra, Meru'nun, onun için tutunacak bir dal olduğunu anladım. | Open Subtitles | ولكن أدركت أن ميرو بالنسبة له هو شيء يستحق التمسك به |
Ve sonra Meru adındaki, dünyanın merkezindeki en büyük dağın en tepesine "buraya ilk ben geldim" demek için | TED | ثم ذهب الى أعلى قمة في أعلى جبل في مركز العالم يدعى ميرو |
Süveterin karın bölgesi üstünde tüylü zebralar vardı. ve göğüs kısmının tam karşısında yine tüylü olan Kilimanjaro ve Meru Dağları bulunuyordu. | TED | وكان عليه حمير وحشية غامضة تسير قرب المعدة، وكان جبل كلمنجارو وجبل ميرو تقريباً بقرب الكتف، كان ذلك غامضاً أيضاً. |
Gidelim öyleyse. Meru da bizimle gelsin! Üçümüz gidelim. | Open Subtitles | الامر يستحق التجربة ونحتاجك ايضا اومي |
Başardın Meru! | Open Subtitles | لقد فعلتها اومي |
Renan, zaten Meru'ya gidemez. Adam sakat, belki de ömür boyu, ciddiyim. | Open Subtitles | رينان لا يستطيع الذهاب لميرو هو ممكن أن يصبح مقعد لباقي حياته |
Bir dağcı olarak ise Meru, bugüne kadar tırmandıklarımın doruk noktası... | Open Subtitles | ميرو اسم جبل يعتبر من اخطر الجبال في العالم |
Jimmy ve Conrad, Meru'dan söz ettiklerinde sevinçten havaya uçmuştum. | Open Subtitles | أجل لقد سرحت بعيدا عندما اخبرني جيمي و كونرد عن ميرو |
Dünya'daki en usta dağcıların bazıları burayı denedi ve başarısız oldu. Meru, öyle lafta zor değil. | Open Subtitles | بعض عظماء التسلق حاولوا وفشلوا في هذه المهمة ميرو ليس فقط صعب التسلق |
Ve Meru'ya tırmanabilmek için birçok alete ihtiyacın vardır. | Open Subtitles | و لتسلق ميرو يجب أن يكون لديك العديد من المعدات |
Meru'nun üst kısmında, yüksek set tırmanış tekniğini kullanmak gerek. | Open Subtitles | ويجب عليك إستخدام تقنيات تسلق الجدار في الجزء العلوي من ميرو |
Böylece Conrad, kusursuz bir usta bulmuştu. Mugs, onu karavanına aldı ve işin inceliklerini aktardı. Meru adındaki bu zirve, onun özel hedefiydi. | Open Subtitles | لذلك كونرد وجد المرشد المثالي وهذا هو هدفه الأعظم تسلق ميرو |
En iyi dağcılar, en kötü hatıraları olanlardır derler. İLK TIRMANIŞTAN ÜÇ YIL SONRA Yaklaşık altı önce, ikinci denememiz için Meru'ya doğru yola çıkmış olmalıydık. | Open Subtitles | يقولون أفضل المتسلقين لديهم أسوء الذكريات قبل ستة أشهر كان من المفترض أن نتجه إلي ميرو |
O sırada, "Meru'ya gitmek istiyorum." der gibiydi. | Open Subtitles | في ذلك الوقت كان يقول أريد الذهاب إلي ميرو |
Hiçbir yere gitmiyor, hele Meru'ya gitmeyi kesinlikle düşünmüyordu. | Open Subtitles | هو لن يذهب إلي أي مكان بالتاكيد لن يذهب إلي ميرو |
Geri dönüp, Meru'ya tırmanmak ve kendine, eski gücüne ulaşma kapasiten olduğunu ispatlamak. | Open Subtitles | للعودة وتسلق ميرو وأن يثبت لنفسه بأنه قادر علي العودة |
Teşekkür ederiz, senin sayende başardık Meru. | Open Subtitles | نحن مدينون لك بهذا اومي |
Meru, iyi şanslar! | Open Subtitles | اخبريه اومي |
Ne hoş değil mi, Meru? | Open Subtitles | هنيئا اومي |
Meru... | Open Subtitles | ...اومي |
Meru'ya bir daha asla dönemeyeceksin Bir daha asla tırmanamayacaksın." denmez. | Open Subtitles | يا رجل ما الذي تتكلم عنه ؟ أنت لن تعود لميرو مجددا |