Maalesef, buraya tıkılıp kaldım çünkü patronum mesaiye kalmamızı istedi. | Open Subtitles | لسوء الحظ أنا عالق هنا لأن رئيسنا يجبرنا على العمل لوقت متأخر |
Her üç ayda bir, bu ofisteki satış ekibi konsolide tabloları hazırlamak için mesaiye kalıyor. | Open Subtitles | مرة في ربع السنة, طاقم المبيعات في هذا الفرع يجب أن يبقوا لوقت متأخر من أجل أن يقوموا بترتيب تشكيل الإندماج |
Eğer elektrik faturasını şimdi ödersen alışveriş param olmayacak seninde mesaiye kalman gerekecek. | Open Subtitles | ،وإن دفعت فاتورة الأضواء الآن فلن يكون لديّ مال لدكاكين البقالة و سيتأخر الإيجار وحينها يجب أن تعمل لوقت إضافي |
Ama Gigi'nin baş belası olduğunu sana söylemiştim, adamım hep mesaiye kalmanı istiyordu. | Open Subtitles | ولكنى قلت لك ان جيجي مشكلة وتريدك دائما ان تعمل لوقت متأخر |
Dinle, fazla mesaiye kalacağım. Beni bekleyecek misin? | Open Subtitles | اسمعي، أنا أعمل بساعات إضافية هل ستنتظرينني؟ |
Tanrı aşkına, herkes mesaiye kalıyor! Ben de hep kalıyorum! | Open Subtitles | أوه، لأجلكم الله، و الجميع أن العمل في وقت متأخر. |
Bunu her söylediğinde mesaiye kalıyorum. | Open Subtitles | في كل مرة تقولين ذلك أعلم أنّ عملاً إضافياً ينتظرني |
evet, her zaman mesaiye kalabilirim, ama bu akşam normal bir saatte... yemek yemek kulağa hoş geliyor. | Open Subtitles | نعم، دائماً ما أستفيد من العمل الأضافي ولكن تناول العشاء في ساعات العمل العادية يبدوا رائعاً |
Kötü haber, fazla mesaiye son veriyoruz. Bütçe kesintisi. | Open Subtitles | الخبر السيء هو اننا سنزيل وقت العمل الإضافي |
O zaman gece mesaiye kalıp envanter yapacaksak ne olacak? | Open Subtitles | ماذا في ذلك, إذا كان يتعين علينا البقاء لوقت متأخر لحساب المخزون ؟ |
Ben mesaiye kalıp birkaç satış daha yapmaya çalışacağım. | Open Subtitles | انا سأبقى لوقت متأخر أحاول أن اكسب بعض المبيعات |
Maalesef, buraya tikilip kaldim çünkü patronum mesaiye kalmamizi istedi. | Open Subtitles | لسوء الحظ أنا عالق هنا لأن رئيسنا يجبرنا على العمل لوقت متأخر |
Burada değil. mesaiye kalmış olmalı. | Open Subtitles | ليست هنا ,لابد انها تعمل لوقت متاخر |
Bir gece mesaiye kalmıştı. | Open Subtitles | كانت تعمل لوقت متأخر ذات ليلة |
Dinle, fazla mesaiye kalacağım. Beni bekleyecek misin? | Open Subtitles | اسمعي، أنا أعمل بساعات إضافية هل ستنتظرينني؟ |
Deacon'ın mesaiye kalması gerekti. | Open Subtitles | أوه، لماذا؟ الشماس أن العمل في وقت متأخر من جديد. |
Tüm motorlu taşıt bürolarına fazla mesaiye kalmalarını ve elemanlarının, eşleşen birini bulana kadar gün boyu ehliyet resimlerine bakmalarını beklediğimi söyleyin. | Open Subtitles | وقل لهم أن العمل بعد الدوام موافق عليه ونتوقع منهم وان يدققوا في كل رخص السيارات على مدار الساعه |
Bugün, baban ek mesaiye kalmak zorundaymış. | Open Subtitles | . اليوم، والدك سيأخذ عملاً إضافياً فجأةً |
Lauren artik çekime baslamaliyiz.Ekip fazla mesaiye kalmak üzere ve biraz daha beklersek ayiyi beslemek zorunda kalacagiz. | Open Subtitles | (لورين)، يجب أنْ نبدأ التصوير فطاقم العمل أوشك على العمل وقتاً إضافياً وإذا تأخّرنا أكثر فسيجب علينا إطعام الدب |
Geçen hafta 32 saat mesaiye kalmışsın. | Open Subtitles | كان لديك 32 ساعه من العمل الأضافي الأسبوع الماضي. |
Daniel, fazla mesaiye ihtiyacım var. fikirlere ihtiyacımız var. | Open Subtitles | لا.. لا.. دانيال، انني احتاج الى وقت العمل الإضافي |