meslektaşlarımdan üç tanesi beni patlama seslerinden başka bir şey duymadığım bir açık hava saldırı sahasına götürecek kadar ileri gittiler. | TED | ثلاثة من زملائي تمادوا لدرجة أنهم ذهبوا بي إلى منطقة قصف جوي مفتوح حيث يكون صوت الإنفجارات الشيء الوحيد الذي اسمعه. |
Ekibimde, meslektaşlarımdan bir ya da ikisinin hayatları, bu deneyimle lekelenmişti. | TED | في فريقي، حياة واحد أو إثنين من زملائي كانت ملوثة بهذه التجربة. |
Tıb kaynaklarını araştırdım, ve tüm öğrencilerimden araştırmalarını istedim, meslektaşlarımdan da araştırmalarını istedim, ve C vitamininin böbrek taşına neden olduğuna dair her hangi bir bilimsel kanıt bulurlarsa bana göndermelerini istedim. | Open Subtitles | حسناً، قُمت بالبحث في كل الوثائق الطبيّة و طلبت من تلاميذي و زملائي البحث في الوثائق الطبيّة |
meslektaşlarımdan biri öldü Jason bilior | Open Subtitles | نظرة واحدة من زملائي وقد قتلوا بالرصاص ، وأعتقد أن هذا الحرف جايسون وقد حصل شيء لتفعله حيال ذلك. |
John'un benim için yaptığı son seçmesinde meslektaşlarımdan birisi sürekli e-postalarını kontrol edip durdu. | Open Subtitles | في آخر انتقاء، لم يكف زميل لي عن تصفح رسائله |
meslektaşlarımdan biri, neyin özel olduğunu öğrenmek için bu bölgelere ayrıntılı olarak bakmayı başardı, bakmasının bir sonucu olarak, özel bir harf dizisinin varlığını buldu, 13 baz çifti, buna bir motif diyoruz, bir sıcak nokta bölgesi için bir tür imza ya da bir sinyal. | Open Subtitles | استطاع أحد زملائي أن ينظر بتمعن ليحاول اكتشاف الشيء المميز في هذه المناطق و نتيجة لذلك وجد أن هناك تتابع معين للحروف |
meslektaşlarımdan aşırdığın şampanyaları söylemiyorum bile. | Open Subtitles | دون ذكر الرشفة البسيطة للشمبانيا من قبل زملائي. |
Avrupalı meslektaşlarımdan her gün istek almıyorum sonuçta. | Open Subtitles | ليس في كل يوم أتلقى مكالمة من زملائي الأوروبيين |
Ölmelerine izin vermezsem meslektaşlarımdan biri ölür. | Open Subtitles | إن لم أتركهم يموتون , عندها أحداً من زملائي سيموت. |
Sizi meslektaşlarımdan birine yönlendireyim. | Open Subtitles | سأخبرك ماذا. دعني أحوّلك إلى واحدٍ من زملائي. |
Örnek olarak, meslektaşlarımdan biri olan Robert ile konuşuyordum, kendisi bir kanserbilimci, bana şöyle dedi: "Sandrine, dediğin çok şaşırtıcı. | TED | مثلا، كنت أتحدث مع أحد زملائي و هو روبرت، و يعمل طبيب أورام، وقال لي، "ساندرين، هذا أمر محيّر. |
Tam çocuğun doktorları acaba hangi metabolik panel ya da kan testlerini yapsak diye şekilden şekle girerken, meslektaşlarımdan biri, sesli bir şekilde sordu: ''Aç olabileceği aklınıza hiç geliyor mu?'' | TED | بينما الأطباء يتساءلون أي اللوحات الأيضية وأي فحص دم يجرون للمريض، أحد زملائي سأل بصوت عالي هل تعتقد بأنه ربما يكون جائعاً؟ |
Ve seni bankadaki meslektaşlarımdan biriyle tanıştıracağım. | Open Subtitles | و من ثم سأعرفك بشخص من زملائي في البنك |
Benim önceki meslektaşlarımdan Bay Smith, derslerinde ve film sınıflarında Scoot McCloud'un "Çizgi Romanları Anlamak" adlı kitabını kullanıyordu, çünkü bu kitap öğrencilerine sözcükler ve resimler arasındaki ilişkiyi tartışacak bir dil sunuyordu. | TED | السيد سميث، أحد زملائي السابقين، يستعمل كتاب سكوت مكلاود "فهم القصص المصورة" في فصل الأدب والفيلم، لأن ذلك الكتاب يعطي طلابه اللغة التي يناقشون بها العلاقة بين الكلمات والصور. |
meslektaşlarımdan biri Cedar Rapids, Iowa'da bir cerrah, ve CedarRapids'deki toplumları için kaç tane CT scan yaptıkları sorusuyla ilgilenmeye başladı. | TED | واحد من زملائي طبيب جراح في سيدار رابيدز، ولاية آيوا، وحصل على المهتمين بالمسألة، مسح CT جيدا كم يفعلون لطائفتهم في سيدار رابيدز؟ |
Bu olmaması gereken birşey. meslektaşlarımdan birisi bana gelip dedi ki; "Bana termal kabarma gibi görünüyor ve okyanus ortası sırt bölgesi soğuyan bir dönemeç olmalı. Biz de ona " Haydi gidip bakalım" dedik. | TED | يفترض ألا يحدث ذلك. حتى قال أحد زملائي, "أنى أرى أنها مثل فقاعة حرارة و نتوء منتصف المحيط هو الذي يبرد هذه الفقاعة". فبدأنا في البحث عن هذا الاحتمال. |
Fakat ben meslektaşlarımdan nefret ederim. | Open Subtitles | أجل، لكنّي أكره زملائي |
meslektaşlarımdan bazıları benimle aynı fikirde değil. | Open Subtitles | بعض زملائي يخالفونني الرأي |
meslektaşlarımdan birinin ofisine bir adam gelmiş ve ona, gizliliği ifşa etmesi için para vermiş. | Open Subtitles | زميل لي قبل فترة جاء شخص لمكتبه وطرح له المال ليكسر الموثوقية |
meslektaşlarımdan biri, Amerika'nın orta batısında, belki 16000 yıl önce, buz çağının sonunda oluşmuş bu havuzun etrafından kayıt yapıyordu. | TED | زميل لي كان يسجل في الاميريكان ميدويست حول هذه البركه التي قد شُكلت ربما منذ 16،000 سنه مضت في نهاية العصر الجليدي الأخير. |
meslektaşlarımdan Leon, Bella Union'dadır, onu fark etmemiş olabilirsin. | Open Subtitles | " زميل لي " ليون خارج نقابلة " بيلي " ربما لم تلاحظيه |