Eski Yunandaki mevsimleri açıklayan efsaneyi ele alalım. | TED | بالنظر في الأسطورة اليونانية القديمة التي تشرح الفصول |
Eğer eskı Yunanlılar Avustralya'dakı mevsimleri biliyor olsaydı efsanelerini bu durumuda gösterecek şekilde çok kolay çeşitlendirebilirlerdi. | TED | أنه لو أن اليونانيون القدماء علموا عن الفصول في استراليا لكان بإمكانهم تغيير أسطورتهم بسهولة ليتنبئوا بذلك |
Güneş ve ayın mevsimleri saatlere bölmesi gibi. | Open Subtitles | حتى كما الشمس والقمر يقسما الفصول الى ساعات |
Teşekkür ederim. Perilerin mevsimleri değiştirmekten sorumlu olduklarını bilmiyordum. | Open Subtitles | لم تكن لديّ فكرة أنّ الجنيات مسؤلين عن تغيّر المواسم المناخية. |
"mevsimleri değiştirir ve doğaya birçok şekilde yardım ederler. | Open Subtitles | يقوموا بتغيير المواسم المناخية، و يساعدون الطبيعة بالعديد من الأشكال. |
Antarktika mevsimleri yaşıyor - gece yarısı güneşi altındaki sıcak yazlardan mutlak karanlıktaki soğuk kışlara kadar. | Open Subtitles | للقارة القطبية الجنوبية فصول مختلفة من الصيف الحار بشمس منتصف الليل للشتاء البارد بظلامه التام |
Ama dünyada mevsimleri olmayan bölgeler de var. | Open Subtitles | و لكن يوجد أجزاء من العالم ليس لها فصول. |
mevsimleri ve cenneti araştırdılar- | Open Subtitles | قام المصريين بدراسة السماء و الفصول الاربعة |
Güneşin dünyaya göre olan pozisyonu yıl boyunca değişir ve mevsimleri yaratan da budur. | Open Subtitles | تغير درجات قرب وبعد الأرض عن الشمس أثناء دورانها خلال العام هو ما يخلق الفصول الأربعة |
...mevsimleri yaratır. Tüm mevsimler üç ay sürer. | Open Subtitles | تكـّون الفصول الأربعة وكل فصل منها يدوم لثلاثة أشهر |
Değişen aylar, şimdi mevsimleri değiştiriyor ruh hali ve isteklerde, şimdi sadece sevgi vardır | Open Subtitles | الشهور المتغيرة، الآن تغيّر الفصول المزاج والتطلّعات، الآن فقط للحبّ |
Güneşin gücü mevsimleri harekete geçirerek gezegenimizi değiştiriyor. | Open Subtitles | د.سـامح نـور قوّة الشمس، تحرّك الفصول فتغيّر كوكبنا |
Ay'ın oluşmasını sağlayan çarpışma Dünya'yı eksenine eğerek gezegene yaşam için anahtar bir malzeme verir yani mevsimleri. | Open Subtitles | والتصادم الذي كوّن القمر جعل الأرض مائلة على محورها معطيةللكوكبمكوّناًرئيسياًللحياة.. الفصول. |
Yani gözlem ile yanlışlığını kanıtladıktan sonra teoriyi gereğince değiştirmek eski Yunanlıların mevsimleri anlayışına zerre kadar fayda sağlamayacaktı, çünkü açıklamaları kötüydü; çeşitlendirilebilirdi. | TED | إذاً، وبالرغم من إثبات خطأهم بالملاحظة وتغيير نظريتهم على هذا الأساس لم يجعل ذلك اليونانيون القدماء يفهمون الفصول ولو بمقدار ذرة لأن تفسيرهم كان سيئاً ومن السهل تغييره |
mevsimleri yaratan işte bu eğimdir. | Open Subtitles | و هذا هو الميل الذي يخلق الفصول. |
Fakat diğer bir kısım peri ise öteki mevsimleri karla kaplayarak donmaktan korumayı denemeli | Open Subtitles | ولكن إذا كانت هناك جنيات أضافيات فعليهم محاولة حفظ باقي المواسم |
Bir şekilde, kubbe mevsimleri hızlandırıyor. | Open Subtitles | بطريقة ما القبة تسرع عملية تغير المواسم. |
Güneş Muhafızı mevsimleri ayarlar, toprakla ilgilenir, o tip şeyler yaparmış. | Open Subtitles | حارس الشمس ينظم المواسم ويعتني بالنباتات |
Ama dunyada mevsimleri olmayan bolgeler de var. | Open Subtitles | و لكن يوجد أجزاء من العالم ليس لها فصول. |
Ama daha uzun yaz mevsimleri nedeniyle çok daha kuzeye gidip zengin Arktik denizinden yararlanabiliyorlar. | Open Subtitles | لكن فصول الصيف الأطول تمكنهم من التوغل أكثر صوب الشمال وإنتفاعهم بأكبر قدرٍ من بحار القارة الشمالية الغنية |
Doğanın mevsimlerini... ister istemez kabulleniyoruz... ama ekonomimizin mevsimleri canımızı sıkıyor. | Open Subtitles | هو أن نرحب بما لا يمكن إيقافه... وهي فصول الطبيعة... لكن تزعجنا فصول إقتصادنا |