Kafaya 9 milimetre gibi duruyor. Ama uyuşmayan bir şey var. | Open Subtitles | يبدو كعيار 9 ملليمتر في الرأس ولكن هناك شيء لا يتناسب |
Bir milimetre küçüklüğündeki bu canlı Dünya'nın hem en sıcak, hem de en soğuk iklimlerde yaşayabilir ve yüksek radyasyon seviyelerine bile dayanabilir. | TED | هذا الحيوان الذي يبلغ طوله ملليمتر واحد يمكنه تحمل أكثر البيئات حرارة وبرودة على وجه الأرض، ويمكنه حتى تحمل مستويات عالية من الإشعاع. |
Ve dört tane dokuz milimetre silahla birkaç kutu kurşun. | Open Subtitles | وأربعه مسدسات من 9 ملم مع بعض من صناديق الذخيرة |
Beynin ortasında yaklaşık üç milimetre. | TED | انها بطول ثلاثة مليمترات تقريبا في منتصف الدماغ. |
Hipokampüsün 4 milimetre yanında. Onu gördüm. | Open Subtitles | أربعة ملليمترات بجوار المارد البحري رأيتها |
9 milimetre Glock, uzatılmış şarjörlü. | Open Subtitles | جلوك تسعة ملليمتر ، مع خزينة طلقات إضافية |
Ancak dokuz milimetre, kızın atımlarıyla uyuşuyor ve ses kaydındaki silah da bir daha ateşlenmedi. | Open Subtitles | لكن يطابق مسدّس التسعة ملليمتر الرصاصة التي عثرنا عليها بالفتاة و لم يقم أحد بذلك الشريط بالرد على إطلاق النار |
Alın kemiğinde bir çürük buldum, tahminen 20 milimetre çağında. | Open Subtitles | لقد وجدت كدمه على عظمه الجبهة , قطرها حوالي 20 ملليمتر |
9 milimetre, Detektif Tim Novak'ın vücudundan çıkarılan mermi ile aynı çapta. | Open Subtitles | مسدس تسعة ملليمتر الرصاص من نفس العيار الذي أنتزع من جثة المُحقق تيم نوفاك |
Sol gözün sağdakinden yarım milimetre daha yukarıda. | Open Subtitles | عينك اليسرى هي واحدة نصف ملليمتر أكبر من اليمنى |
Bu ölçümler o kadar kesin ki bu teleskobu kullanarak yörüngelerin yarıçapının her gün 1.7 milimetre kısaldığı bulundu. | Open Subtitles | هذه القياسات دقيقة جدا بإستعمال هذا التلسكوب لقد وجد أن نصف قطر المدارات يتناقص بنسبة 1.7 ملليمتر يوميا. |
Simülasyonda kullanılan bütün silahları inceledim. Namlu uzunlukları en fazla yedi milimetre. | Open Subtitles | قمت بتفكيك البنادق المستخدمة في التمثيل تحتوي علي فوهات بقياس 7 ملم |
Bu ürün için verilen her patent, havalandırma deliklerinin, filtrenin dudak kısmından itibaren 12 milimetre olması gerektiğini gösteriyor. | TED | تُظهر براءات الاختراع لهذا المنتج أن فتحات التهوية يجب أن تكون 12 ملم من طرف حافة المرشح. |
Patente göre bu deliklerin filtrenin dudak kısmından itibaren 12 milimetre olduğunu söylemiştim. | TED | لقد أخبرتك أنه قد أقرت البراءة أن الفتحات يصل طولها 12 ملم من طرف حافة المرشح. |
Normalde 7-8 milimetre çapında olması gerekiyor. | Open Subtitles | هل يمكنني رؤية الكتاب؟ يجب أن تكون في الحالة الطبيعيّة بقطر سبعة إلى ثمانية مليمترات |
Kurşun yalnızca birkaç milimetre kadar içeri girmiş. | Open Subtitles | بإعادة النظر لنقطة الدخول إخترقت الرصاصة بضعة مليمترات فقط |
Yerin üç milimetre üzerindeki hayatı ancak böyle görebilirsin. | Open Subtitles | ثلاثة ملليمترات فوق الأرض، انظر إلى الأحياء. |
Kemikteki kesik göz önüne alınırsa testere ya da bıçağımız yaklaşık olarak iki milimetre kalınlığında. Nasıl bir bıçağın kullanıldığını bulamadım daha. | Open Subtitles | طِبقاً للخسارة العظمية من القص فهو منشار سمك نصله 2 ميليمتر |
Oldukça önemli, çünkü bir veya iki milimetre küpten daha büyük her bir tümör normal bedene kıyasla beş kat daha fazla kana sahip. | TED | هذا أمرٌ مهم جدًا لأن كل ورم بحجم أكبر من حجم مليمتر مكعب أو اثنين لديه كمية دم أكبر بخمس مرات من اللحم الطبيعي. |
Bir milimetre suda milyonlarca Pikoplankton olduğunu biliyor muydun? | Open Subtitles | هل تعلمين أنه يوجد ملايين من العوالق في الملليمتر الواحد من المياه؟ |
Bay 9 milimetre ise beni koruyan çoban. | Open Subtitles | والسيد صاحب ال 9 مللي هذا هو الراعي يحمي الرجل الصالح في وديان الشر |
Aslında ben bir kaç milimetre daha uzunum. | Open Subtitles | في الحقيقة أنا أطول منه بملليمترين. |
Böylece bizlerden sadece bir milimetre uzakta diğer bir kainat olabilirdi, fakat bu milimetre bizim içine hapsolduğumuz üç boyutun dışında kalan bir dördüncüsü tarafından ölçülmüş olabilirdi. | TED | فإذًا قد يكون هناك كون آخر على بعد مليمترات من كوننا ولكننا لا نعرف عنه شيئًا لأن هذه المليمترات تقاس ببعد مكاني رابع ونحن مقيدون في أبعادنا الثلاثة |
Önden arkaya kadar ki çapı, 160 milimetre. | Open Subtitles | -الحوض . القطر الأمامي الخلفي هو 160 ملليمتراً. |
O masanın üstünde 40 milimetre sabo var! | Open Subtitles | يوجد اسطوانات 40 ملي من السابوت على المنضده |
Birer milimetre aralıklarla dikey izler bırakman gerekiyor. | Open Subtitles | عليكي ان تاخذي لدغات عموديه بعيدا بحوالي (ميلليميتر |
Ayrıca Brezilya her yıl 1,782 milimetre yağışa sahip. | TED | البرازيل يبلغ معدل هطول الامطار السنوي فيها 1,782 ملليميتر |
New York polis tabancası olan dokuz milimetre ile eşleşiyor. | Open Subtitles | رصاصة تطابق معايير شرطة نيويورك 9 مليميتر |