UNICEF, 2011’de beş yaş altı 6,9 milyon çocuğun önlenebilir, yoksulluk kaynaklı hastalıklardan öldüğünü bildirmiş. | TED | 6.9 مليون طفل دون سن الخامسة ماتوا من الأمراض القابلة للوقاية والمرتبطة بالفقر. تعتقد اليونيسيف أن هذه أخبار سارّة |
Ayrıca ortaklarla beraber çalışmaya kendini adayarak, 2015 itibariyle 100 milyon çocuğun yaşamlarını iyileştirmeye ve haklarını korumaya yardımcı olacak bir kuruluşumuz var. | TED | لدينا أيضاً مؤسسة ملتزمة بالعمل من خلال الشركاء والمساعدة على تحسين حياة وحماية حقوق 100 مليون طفل بحلول عام 2015. |
Birleşmiş Milletler yetersiz temizlik yüzünden her yıl 1.5 milyon çocuğun öldüğünü tahmin ediyor. | TED | ولذلك فإن الأمم المتحدة تُقدر أنه في كل عام، هناك 1.5 مليون طفل يموتون بسبب عدم كفاية المرافق الصحية. |
ILO Uluslararası Çalışma Örgütü yılda bir milyon çocuğun seks işçiliği ticaretine maruz kaldığını söylüyor. | TED | عالمياً، منظمة العمل الدولية تقدر أنه ما يصل إلى مليون طفل في السنة معرّضون للاتجار بالجنس. |
Tabii ki, hâlâ çok yüksek bir rakam ama bu aynı zamanda her yıl 8 milyon çocuğun fakirlikten dolayı ölmek zorunda olmadığı anlamına geliyor. | TED | إنه كبير جدًا بالطبع، لكنه يعني أنه كل سنة، هناك ثمانية ملايين طفل لن يموتوا بسبب الفقر. |
Patricia bilgisayar oyunlarının 4 milyon çocuğun ritalın kullanmasının sebebi olduğuna inanır. | Open Subtitles | باتريشا تعتقد بأن ألعاب الفيديو هي سبب في تناول أكثر من 4 ملايين طفل لدواء الريتالين |
Nasıl dünyanın en büyük ekonomilerinden biri olup her şeyi yapabilecek güçteyken 13.2 milyon çocuğun yoksulluk içinde yaşamasına izin verebilir, çocukların evsiz olmasına razı gelir? İnsanlar olarak kim olduğumuzu tekrar düşünmemiz gerekiyor, | TED | كيف يمكن أن يكون لديك أضخم اقتصاد في العالم وتترك 13,2 مليون طفل يعيشون في الفقر، وتترك الأطفال يعانون التشرد عندما تكون لديك الوسائل لتلبيتها؟ |
Sağlık Bakanlığı, 2014 yılında Birleşik Devletler'de yaşayan 5,6 milyon çocuğun, yaşamlarında erken yaşta, sigara yüzünden öleceği sonucuna vardı. | TED | أظهر تقرير الجراح العام 5.6 مليون طفل على قيد الحياة في الولايات المتحدة في عام 2014 سيموتون قبل الأوان، في مرحلة لاحقة من الحياة نتيجة السجائر. |
...ama biz burada yemek yerken, buradaki arkadaşım yaklaşık 100 milyon çocuğun açlıktan öldüğünü söylüyor. | Open Subtitles | .... لكن صديقَي يُخبرُني انه بينما ناكل الان هناك 100 مليون طفل جائعون تقريبا |
Her üç Amerikalı kadından biri aile içi şiddeti ya da tacizci takibi hayatının bir noktasında yaşıyor. Ve CDC [ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri], her yıl 15 milyon çocuğun istismar edildiğini bildiriyor, 15 milyon. | TED | واحدة من كل ثلاث نساء أمريكيات تمر بتجربة العنف الأسري أو المطاردة في فترة من حياتها. وال "سي دي سي" يعلن أن 15 مليون طفل يتعرض للاعتداء كل سنة، 15 مليون. |
Günümüzde sekiz milyon çocuğun elinde iPhone var ve YouTube üzerinden çektikleri videoları sanki birer gazeteciymiş edasıyla sunup görüş bildiriyorlar. | Open Subtitles | "في هذه الأيام، قرابة 8 مليون طفل يملكون آي فون"، "وينشرون مقاطعم الفيديو على اليوتيوب" "كأنهم بالواقع يقدمون تقارير وتعليقات على شيء ما". |
Ayrıca en iyi -- (Alkışlar) Ayrıca, bu sorunu çözmek için yardım edebileceğiniz en iyi yollardan biri 8 milyon çocuğun sesine kulak vermek ve aile yanı bakımı desteklemek. | TED | وواحدة من الأفضل (تصفيق) وواحدة من أفضل الطرق التي يمكن من خلالها حل المشكلة هو بإعطاء هؤلاء الثمانية ملايين طفل صوتًا وأن تصبح داعية للرعاية الأسرية. |