Güney Atlantik'te bir yere yönlendirilmiş beş milyon dolarlık bir füzenin | Open Subtitles | تساوى القذيفة خمسة مليون دولار متجهة نحو بقعة فى جنوب الأطلسى |
Bu meseleye karışmış herhangi biriyle... çeyrek milyon dolarlık bir anlaşmam var. | Open Subtitles | أن قيمة العقد ربع مليون دولار أي واحد مشارك في هذه القضية |
Kesin bir emre uymamış ve 13 milyon dolarlık bir uçağı kaybetmiştin. | Open Subtitles | رفضت أمر مباشر، وبحادث تصادم دمرت طائرة حربية تساوي 30 مليون دولار |
Orada kalmasına izin vermeleri için bir milyon dolarlık bir rüşvet önermiş. | Open Subtitles | و عرض عليهم رشوة بمليون دولار اذا سمحوا له أن يعيش هناك |
"Doktor,size bir milyon dolarlık bir çek yazacağım, karımı kurtarın."demiştim. | Open Subtitles | قلت : يا دكتور ، سوف أحرر شيكاً بمليون دولار و لكن لا تدع زوجتى تموت |
Her birinizin İviçre bankasında 5 milyon dolarlık bir hesabı var. | Open Subtitles | كل مكنك لديه حساب فى بنك سويسرا ب 5 ملايين دولار |
Bu milyon dolarlık bir gülümseme bebek, tam oraya bak. | Open Subtitles | وهذا هو الذي مليون دولار ابتسامة، وطفل رضيع، وهناك حق. |
Yüz milyon dolarlık bir bütçe, mali yönden sorumsuz olarak işlenmiş. | Open Subtitles | ,إنها فئة بـ100 مليون دولار ومشفرة على أنها غير خاضعة للمساءلة |
Boş boş oturmayı sevmiyorum. 10 milyon dolarlık bir teknede hedef olmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا أحب الجلوس مكتوف اليدين كهدف سهل في زورق بـ 10 مليون دولار. |
Boş boş oturmayı sevmiyorum. 10 milyon dolarlık bir teknede hedef olmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا أحب الجلوس مكتوف اليدين كهدف سهل في زورق بـ 10 مليون دولار. |
Ve İntel 475 milyon dolarlık bir bütçeyi milyonlarca çipin değiştirilmesi için kullanılmak üzere ayırdı. | TED | فخصصت إنتل 475 مليون دولار أمريكي لتمويل عملية تبديل وتغيير ملايين الشرائح وإصلاح الخلل. |
Birkaç dolarlık kapkaç ya da milyon dolarlık bir soygun. İkisi içinde hapse girebilirsin. | Open Subtitles | سيقبضون عليك فى سرقة عشرة دولارات بنفس السرعة عندما تسرق مليون دولار |
İsviçre'de, Luzern Gölü kıyısında 12 milyon dolarlık bir villa aldı. | Open Subtitles | إشترى أماكن بـ 12 مليون دولار "على بحيرة "لوسيرن" فى "سويسرا |
İsviçre'de, Luzern Gölü kıyısında 12 milyon dolarlık bir villa aldı. | Open Subtitles | إشترى أماكن بـ 12 مليون دولار "على بحيرة "لوسيرن" فى "سويسرا |
30 milyon dolarlık bir uçakla büyük bir kumar oynuyorsunuz, teğmen. | Open Subtitles | لكنها ستكون مقامرة بطائرة سعرها 30 مليون دولار أيها الملازم |
Onun bir milyon dolarlık bir eli var. Ama kafası ancak beş sent ediyor. | Open Subtitles | لديه ذراع تساوى مليون دولار وعقل يساوى 5 سنتات |
Bir milyon dolarlık bir soygun için sence de biraz aceleci davranmıyor muyuz? | Open Subtitles | الأ تعتقدى انها دفعة كبيرة البدء بسرقة تمثال بمليون دولار ؟ |
Şuna bir bak. Bu ayda 900 dolara görebileceğin 1 milyon dolarlık bir manzaradır. | Open Subtitles | أنظري لذلك ، إنه منظر بمليون دولار مقابل 900دولار شهرياً |
Evet, özellikle milyon dolarlık bir yat alıp erken emekliliğe yelken açmadıysan. | Open Subtitles | نعم , خاصةً عندما تستخدمها لشراء يخت بمليون دولار وتبحر به للتقاعد المبكر |
Şimdi yeni bir arama yapmam lazım, çünkü bana verilmiş 1 milyon dolarlık bir söz var | Open Subtitles | حسناً إذن , الأن لدينا مشكلة , أليس كذلك ؟ لأنني كما أذكر وُعدت بمليون دولار |
4 milyon dolarlık bir sözleşme. Ana ortak bu miktarı karşılayamadı. | Open Subtitles | عقد ب 4 ملايين دولار لم يستطع حتى الشريك كسره |
Şirketimiz için 800 milyon dolarlık bir teklif aldık. | Open Subtitles | تلقّينا عرضاً من أجل شراء شركتنا مقابل 800 مليون دولاراً. |
Şu demek oluyor vasıfsız bir asistan ve yarı zamanlı bir model milyon dolarlık bir şirketin içine giriyor! | Open Subtitles | إنه يعني أن لدينا نصف مُساعدة، وعارضة أزياء بدوام جزئي. تدير شركة قيمتها ملايين الدولارات. |
Geçim sıkıntısı çektiğim için affedilmek istiyorum. milyon dolarlık bir iş peşindeyim. | Open Subtitles | أريد أن يتم عذري بسبب مشقات ماليّة، فإنّي أتفاوض في صفقة بملايين الدولارات. |