Affedersin ama burada bir nebze minnettarlık fena olmaz. | Open Subtitles | أعذرني، لكن أعتقد أني أستحق القليل من الإمتنان |
Augustine ve Annem minnettarlık ve para hırsı arasında kalmışlar. | Open Subtitles | أوغسطين و مـامي يتمزقان بين الإمتنان و الجشع. |
Bu minnettarlık hikayesi duyduğum birçok hikayede var. | TED | يظهر هذا الامتنان في العديد من القصص التي سمعتها. |
Geçenlerde öğrendim; minnettarlık ve olumlama negatif etkileşimleri dengeliyormuş. | TED | تعلمتُ مؤخرًا كيف يعوض الامتنان والتأكيدات التفاعلات السلبية. |
Führer'lerine minnettarlık içinde baktılar. | Open Subtitles | لقد أتجهوا إلى زعيمهم فى إمتنان لا حد له |
Halen skorun kahramanlık iki, minnettarlık sıfır olduğunu görüyorum. | Open Subtitles | أرى النتيجة تقف حاليا في فروسية إثنان، وبلا امتنان |
Biliyorum ama böyle davranışlarda güzel bir minnettarlık göstergesidir. | Open Subtitles | أنا أعرف .. ولكن سيكون من الجميل أن تظهر بعض التقدير |
Doğru şartlar altında ve yeterince zamanla, ...minnettarlık, tapınmaya dönüşebilir. | Open Subtitles | في ظل الظروف المناسبة و مع ما يكفي من الوقت الإمتنان يمكن أن يتحول إلى عبادة |
Sen de hiç minnettarlık duygusu yok. | Open Subtitles | لقد فعلت لك معروف كبير وأستحق بعض الإمتنان |
O yüzden bana biraz minnettarlık gösterip hakkındaki büyük sırrı bana söyleyebilirsin. | Open Subtitles | . لذا , يمكنك ان تُضهر لي بعض الإمتنان . و ان تُخبرني عن السر الكبير حيالك |
İpleri elimde tutmaya çalışmıyorum ama biraz minnettarlık gösterebilirsin. | Open Subtitles | أنا لا أحاول أن أتحكم بك، لكن يمكنك أن تُظهري بعض الإمتنان. |
Pek çok araştırmaya göre en iyi silahlardan biri minnettarlık. | TED | وفقًا لمعظم الأبحاث، فإن الامتنان هو أقوى الأسلحة. |
Onur, affedilmiş olmanın mutluluğu ve ayrıca onun için yeni olan bir şey, minnettarlık. | Open Subtitles | رأيت الكثير الفخر، السعادة بمسامحته لكن أيضاً، شيئاً جديداً عليّ الامتنان |
İşte şimdi minnettarlık geliyor. Her doktorun duymak istediği iki kelime. | Open Subtitles | والآن وقت الامتنان كلمتان يعيش كل طبيب ليسمعهما |
Bunu ona söylediğin zaman kızın gözlerinde minnettarlık göreceğine eminim. | Open Subtitles | أنا واثق أنك سترى هذا الامتنان بعينيها عندما تخبرها |
Birbirimize hiçbir şey borçlu değiliz ne minnettarlık ne de intikam. | Open Subtitles | لا ندين لبعضنا بشيء، لا إمتنان أو إنتقام. |
Partinize ve başkanınıza duyduğunuz minnettarlık bu, değil mi? | Open Subtitles | انه إمتنان من حزبك و رئيسك .. حقا ؟ |
Patrondan minnettarlık göstergesi olsun o zaman. | Open Subtitles | هذه مجرّد هديّة امتنان رمزيّة من الزعيم. |
Sadece minnettarlık değildi. | Open Subtitles | لم يكن امتنان فقط |
Ama ben finansal yönden bir minnettarlık arıyorum. | Open Subtitles | لكنني أبحث عن دعم مالي صغير كنوع من التقدير |
Orada yardım etmiş olsan bile nefret duygusu minnettarlık duygusuna ağır basacaktır. | Open Subtitles | حتّى إن كنت ساعدتِه هناك، فإن مقته للخيانه يفوق كثيرًا إحساسه بالامتنان. |
Ne bundan çıkar sağlayacak, ne de minnettarlık göstermenizi bekleyecektir. | Open Subtitles | لن يستغل ذلك ولا يتوقع منكم العرفان بالجميل |
Ciddi bir minnettarlık sorunun var. | Open Subtitles | لديك مشكلة حقيقية في الأمتنان أتعرف ذلك؟ |
Hayatını kurtardığının bir minnettarlık simgesi olarak Francis seni bağışladı. | Open Subtitles | كنوع من رد الجميل على إبقائه حياً فرانسس عفى عنكِ. |