Ayrılmadan önce cep numaranı veya e-posta adresini alabilir miyim diye düşünüyordum. | Open Subtitles | كنت أتسال , إذا كان بإمكاني أخذ رقم هاتفك وبريدك الإلكتروني ؟ |
Başka bir buluşmam daha var, gidebilecek miyim diye merak ettim. | Open Subtitles | عندي موعد اخر اريد أن أتأكد إن كان بإمكاني اللحاق به |
Yarın sizinle beş dakika görüşebilir miyim diye merak ediyordum? | Open Subtitles | كنت أتساءل إن أمكنني الحصول على خمس دقائق معك غداً |
Acaba arkadaşınla çıkabilir miyim diye soracaktım. | Open Subtitles | كنتُ أتسائل إن كان بوسعي سؤال صديقتك الخروج معي |
Belki de ben, bu şeyleri kurtarabilir miyim diye bakarken sen de sessiz olmak istersin? | Open Subtitles | ربما عليكِ الهدوء بينما أقرر إن كنت أستطيع الإحتفاظ بهم |
Sadece birkaç şey karalayabilir miyim diye merak ettim. | Open Subtitles | اتساءل اذا كنت استطيع كتابة اشياء بسيطة |
Hayır, ben sadece bir tane alabilir miyim diye soracaktım. | Open Subtitles | لا، وكنت أتساءل إذا كان بإمكاني بوم واحد. |
Yardım edebilir miyim diye gelip baktım. O zaman kanlar içindeki nabzı durmuş bu adamı buldum. | Open Subtitles | لذا ، دخلتُ لأرى إذا كان بإمكاني المساعدة وذلك عندما إكتشفتُ ذلك الرجل |
Yani biri vardı tabii ama görebilecek miyim diye bakmama gerek yoktu. | Open Subtitles | كان هناك شخص هناك و لكن لم أكن بحاجة للنظر لأرى إذا كان بإمكاني رؤيته |
Ama konteynere koyarken kötü oldum, acaba sana verebilir miyim diye merak ettim. | Open Subtitles | ولكني شعرت بسوء لوضعهم بالحاوية لذلك. أتسائل إن كان بإمكاني أن أعطيكِ إياها |
Patrick'i görmeye gittim, davasıyla ilgili yardım edebilir miyim diye düşündüm. | TED | عدتُ لرؤية باتريك، عدتُ لأرى إن كان بإمكاني مساعدته في هذه القضية القانونية. |
Meşgul olduğunu tahmin ediyorum ama yeni Buick'lerden birini alabilir miyim diye soracaktım. | Open Subtitles | ... أردت معرفة إن كان بإمكاني أخذ إحدى سيارات البيوك الجديدة ، الليلة |
Baba, ben işi alabilir miyim diye soruyorum. | Open Subtitles | أبي ،أنا أسألك إن أمكنني الإحتفاظ بالوظيفة؟ |
Her akşam beni düşündürecek bir şey verebilir miyim diye bakalım. | Open Subtitles | دعنا نرى إن أمكنني إعطائك شيئاً لتفكر بي طوال الليل |
On iki yaşındayken, anneme yemeğe okuldan bir arkadaşımı getirebilir miyim diye sordum. | Open Subtitles | عندما كنت في الـ12، سألت أمي إن كان بوسعي إحضار شخص من المدرسة ليأكل معنا |
Bu işi halletmek için, seni kandırabilir miyim diye düşünüyordum. | Open Subtitles | وتحقيقاً لهذه الغاية كنت أتساءل إن كنت أستطيع إقناعكِ بتركيب هذه |
Benim benim ... ço-ço-çok fazla sorum var, ama tam da şuan sana, laptop ını ödünç alabilir miyim diye soracaktım. | Open Subtitles | لدي... الكثير من الأسئلة لكن الان, سأسألك اذا كنت استطيع استعارة جهازك المحمول؟ |
Kitap ödünç alabilir miyim diye soracaktım? | Open Subtitles | كنت أتساءل عما إذا كنت قد تعيرني كتاباً. |
Önüme makarna koydun ve evlenmek ister miyim diye sordun. | Open Subtitles | وضعت بعض النودلز و سألتني إذا كنتُ أريد الزواج بك |
Diğerini de onu bulmak için kullanabilir miyim diye merak ediyorum. | Open Subtitles | لذا أنا أتساءل عما إذا كان يمكنني استخدام الحبه المتبقية لاجدها |
Öğlen kurşun yarası tedavi edebilir miyim diye bir telefon aldım. | Open Subtitles | جاءتني مكالمة هذا المساء، عمّا إذا كنت أستطيع علاج رجل مصاب |
İçeri girip bir göz atabilir miyim diye soracaktım, ...yani bilirsin, bakalım satın almak istiyor muyum yoksa istemiyor muyum diye, ama bu külliyen yalan olurdu. | Open Subtitles | كنت أريد أن أسألك إن كنتُ أستطيع أن آتي وألقي نظرة على شقتك لأرى إن كنت سأشتري أم لا لكن, هذا سيكون كذب |
Ama arkadaşım hâlâ hayatta. Müsaadenle yardım edebilir miyim diye bakayım. | Open Subtitles | لكن مازالت صديقتي حيّة، دعني أذهب لأرى إن كنتُ أستطيع مساعدتها. |
Muayene olabilir miyim diye gelmiştim. | Open Subtitles | وكنتٌ أتسائل ما إذا بإمكاني رؤية أحدهم على وجهِ السرعةِ |
Bir şey yakalayabilir miyim diye gözümü kulağımı açık ediyorum. | Open Subtitles | أركز بأذني وبعيني أرى إذا كان بوسعي التقاط شيء |
Ben de elime neşteri her alışımda acaba sağken kendi kendime otopsi uygulayabilir miyim diye düşünürüm. | Open Subtitles | هو مثل كلما أنا التقط مشرط، أنا أتساءل عما إذا كان يمكن أن تؤدي تشريح يعيش على نفسي. |