Bakalım, 3,000 devirli 9 mm susturuculu. | Open Subtitles | دعنا نرى، 3000 لفه . تسعة ملليمتر دون سرعة الصوت. |
Çoğu 35 mm'lik gibi. | Open Subtitles | حَسناً، يَبْدو مثل في الغالب 35 ملليمتر. |
Yani yalan söylediğinizde ya da yalan söylediğinizden şüphelendiğimde asistanınızın toplarından ve eklemlerinden birine 9 mm.'lik bir delik açacağım. | Open Subtitles | وفي كل مرة تكذب فيها أو أشـك انك تكذب سـأضع في كل فقرة في جسـميكما رصاصـة عيار 9 ملم متفجرة |
Onu öldüren Köşe Atıcısı'nda sana kayıtlı 9 mm Glock bulduk. | Open Subtitles | وجدنا سلاح 9 ملم مسجل بإسمك في مستهدف الزوايا الذي قتله |
Tamamen aynı fikirdeyim. İki tane 9 mm'lik boş kovan var. | Open Subtitles | أنا أوافقك بشكل كامل، فلدي اثنين من رصاصات التسعة ميلليمتر |
O halde kim oldğunu biliyrouz 9 mm silahlar ateşlenmiş | Open Subtitles | لا أظن بأنهم يستطيعون القيام بهذا النوع من الأمور هناك بقايا مسدس من عيار 9 ميليمتر |
Taksiden alınan kurşunlar. Sağdaki kesik kurşun 9 mm.'lik, metal gömlekli, yüksek hızlı. | Open Subtitles | الرصاصات، التي على اليمين من عيار 9 ملم، غلاف معدني بالكامل، سرعة عالية، |
Patlamış mısırı paylaştık mısırı mm'S'le karıştırdı ki bu harika bir fikirdi. | Open Subtitles | فتشاركنا في الفيشار وهي مزجته بحلوى إم آند إمز |
Eğer beynin çikolata olsaydı, minik bir mm'i bile doldurmazdı. | Open Subtitles | اذا كان رأسك شوكولاتية لن تَستطيعُى تذوق إم إم. |
Belki ben de o mm'lerden bir tane alacağım. | Open Subtitles | قد ينفعني تناول بعض من الام اند اند امز الان؟ |
50 mm. bir tüfek ile motoru halledebilirsiniz. | Open Subtitles | مسدس عيار 50 ملليمتر قد يعطل ماتور السيارة |
Ölü şüphelinin silahından 14, diğer 9 mm'likten de 13 tane. | Open Subtitles | منها 14 من سلاح المشتبه هبه و13 آخرين من عيار 9 ملليمتر. |
Hayır. 44'lük ya da 357'lik ya da 22'lik ya da 9 mm. de değil. | Open Subtitles | ليست أيضاً عيار 44 أو 357 أو 0.22 أو 9 ملليمتر |
Balistik raporu kurşunun, evinde bulunan 9 mm.'lik silahla eşleştiğini gösteriyor. | Open Subtitles | تقارنها وحدة المقذافية مع سلاح من عيار 9 ملم وجدناه بشقتك. |
Şimdi bunun üzerinde çalışıyoruz çünkü Antartika'nın ilk radar gözlemleri 35 mm lik optik film kullanılarak toplanılmış. | TED | ونحن نعمل على ذلك، لأنه تبين أن أول صور الرصد لرادار بالقطب الجنوبي التقطت باستعمال فلم مصور قياس 35 ملم. |
Ne yazık ki, bu kristaller 0,3 mm genişliğinden küçük çatlakları iyileştiremez. | TED | مع الأسف، هذه البلورات لا تفعل الكثير تعالج التشققات الأصغر حجمًا من 0.3 ملم. |
Kayıp olan tek şey bir 9 mm'lik. | Open Subtitles | الشيء الوحيد المفقود هو المسدس التسعة ميلليمتر |
9 mm'lik otomatik bir silah kullanılmış gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أنه مسدس 9 ميلليمتر أتوماتيك |
12 parmak bağırsağının 15 mm kuzey doğusu. | Open Subtitles | -خمسة عشر ميلليمتر شمال شرق الإثني عشر |
90 mm kalınlığında iki kişilik titanyum bir katmana sahip, bu onu bir atmosferde tutuyor ve okyanusun en derin noktasına defalarca dalabilicek güce sahip. | TED | وفيها حجرةٌ تتّسع لشخصين من التيتانيوم ثخنها 90 ميليمتر ما يبقي الضغط الجوي بداخلها مستقراً. وهي قادرةٌ على الغوص مراراً وتكراراً إلى أعمقِ نقطةٍ من المحيط. |
Aynen istediğin gibi, bebek isimlerine göre mm'ler hazırladık. | Open Subtitles | تبَعا لتعليماتك ،احضرنا شكولاتة "إم آند إمز" الخاصّة مكتوب عليها اسم الطفل المحتمل |
Eğer başına bir şey gelecek olursa, Farmer şeker parçacıkları, mm's, Oreo kurabiyeleri hiçbir satış rekoru hissedeceğim suçluluk duygusundan daha fazla olamaz. | Open Subtitles | ...اذا حدث لك شي , ايه المزارع الحلوى سبرانكيلز ، إم إم... كوكيز اوريو ... |
Eğer mm yemeye devam etmezsem. Böyle bir ihtimal var. | Open Subtitles | نعم,الا في حالة استمراري في اكل الام اند امز وهي الاحتمالية الابرز |