"modası geçmiş" - ترجمة من تركي إلى عربي

• عفا عليها الزمن
• موضة قديمة
• عفى عليها الزمن

modası geçmiş uygulamalar ve dünün kafa yapısı.
القوانين التي عفا عليها الزمن ونمط التفكير القديم.

Hâlâ analiz ediyorum ama büyük bir kısmı modası geçmiş soğuk savaş bilgileri gibi görünüyor.
مازلت أحلل هذا لكن الجزء الأكبر يبدو لي كمعلومات حرب باردة عفا عليها الزمن

Evlendirme gelenekleri, modası geçmiş yemek kısıtlamaları.
مع طرقهم المواعده التقليديه ومع طرقهم التى عفا عليها الزمن

Ölü sezondaydı ve o zamana kadar bütünüyle modası geçmiş ve pejmürdeliğe ve nihai bir yıkıma doğru çöküşe geçmişti bile.
كان نهاية الموسم وقتها، وأصبح موضة قديمة وبدأ بالفعل يهبط إلى الخسة وإلى الهدم في نهاية المطاف.

Bunu hissetmiyoruz. Güzelliğin limbik sistemde olduğunu düşünüyoruz -- eğer bu modası geçmiş bir fikir değilse.
نحن لا نشعر بالامر . نحن نفكر به يبدو الجمال في الجهاز الحوفي إن لم تكن فكرة عفى عليها الزمن

Herkes Empire State Binası'nın modası geçmiş ve köhne olduğundan bahsediyordu.
وكان الجميع مشطوبة مبنى امباير ستيت كما عفا عليها الزمن وعفا عليها الزمن.

Sayın Başkan, bu sözde Görevimiz Tehlike Birimi sadece başıboş bir teşkilat olmakla kalmayıp aynı zamanda modası geçmiş bir teşkilattır.
السيد الرئيس، لذلك ندعو قوة المهمات المستحيلة ليست مجرد منظمة المارقة، هو واحد عفا عليها الزمن.

Bunu modası geçmiş evrak arşivleriyle toparlamak imkansız olurdu.
سوف يكون من المستحيل استخدام السجلات الورقية التى عفا عليها الزمن

Bu ülkede silah sahibi olmak artık modası geçmiş bir gelenektir.
امتلاك السلاح في هذا البلد هو تقليد عفا عليها الزمن.

modası geçmiş bir ifade biçimiydi.
انها مجرد مثل هذه العبارة التي عفا عليها الزمن.

İnsanların kendi türlerini geliştirebildiklerine inanıyorsanız bana söylenen şu ki kör bir inancınız var, sözde dindar modası geçmiş bir batıl inanç ve kaçınılmaz ilerlemeye doğru yürüyüş efsanesine dair sahte vaatler içindesiniz.
إن كنت تؤمن أن البشرية يمكن أن تحسن مصيرها، هذا ما قيل لي فأنت واهم ومؤمن إيمانًا أعمى بالخرافات الدينية والخزعبلات التي عفا عليها الزمن وبالخرافة القديمة بالسير نحو الأمام التقدم الذي لا يرحم.

Aslında ilişkimizi keyfi olarak oluşturulmuş kategoriler ve modası geçmiş sosyal ayrımcılıklarla tanımlamamayı tercih ediyoruz.
في الواقع، ونحن نفضل عدم دعونا أن تحديد مفهوم علاقاتنا المشتركة حسب الفئات التعسفية و الفروق الاجتماعية التي عفا عليها الزمن.

Sen, Dev, Rachel'ı "normal" bir hayat yaşamak için modası geçmiş bir müessesede eşin olarak kabul ediyor musun?
هل يا (ديف) تقبل (رايتشيل) لتكون شريكتك في مؤسسة ربما عفا عليها الزمن من اجل الحصول على حياة "عادية"؟

modası geçmiş bir teori.
نظرية عفا عليها الزمن حقًّا.

modası geçmiş, eskimiş.
- قديمة الطراز، عفا عليها الزمن.

modası geçmiş GD teknolojileriyle ilgileniyor gibi görünüyor.
يبدو أن التخصّص في تقنية (غلوبال دايناميك) قد عفا عليها الزمن

Belki modası geçmiş olabilir, ama bunu düzelteceğim.
ربما إنه موضة قديمة ولكنى سأصلح ذلك

Sence "önce kadınlar ve çocuklar" bugün, bu çağda bir şekilde modası geçmiş bir görüş.
تشعر بأن "سلامة النساء والأطفال" في هذا الزمن، أصبحت موضة قديمة