Şimdi iki kadınla beraber olduğuma göre. modellere geçmenin zamanı geldi. | Open Subtitles | لقد صاحبت فتاتين حتى الآن حان الوقت لأصعد لمرتبة العارضات |
Tanrım, modellere bir şey yaptırmak deveye hendek atlatmak gibi. | Open Subtitles | -يا إلهي! جعل العارضات يقومن بشيء ، -أشبه برعي القطط |
Bir lider olma niyetinde olan yeni modellere ihtiyaç duyuyoruz. | TED | نحتاج نماذج جديدة تعبر عن معنى ان يكون المرء قائدا. |
Bu hastalıklara karşı geliştirdiğimiz güvenlik hisleri bize verilen medyadın bilimden ayıklayıp sunduğu modellere dayanır. | TED | كل أحاسيسنا بالأمن عن هذه الأمراض تأتي من نماذج أعطيت لنا، حقا، بالعلوم المرشحة من الإعلام. |
Ve bazı çevresel rol modellere de ihtiyacımız var, bazılarını bugün dinledim. | TED | ونحتاج لبعض النماذج لتلعب دور النموذج البيئ أيضا، ولقد سمعت بعضهم اليوم. |
Ve sürekli daha fazla şey ekliyoruz, bu değişik modellere daha çok soru. | TED | ونستمر في إضافة أشياء أخرى لها، والمزيد من الأسئلة لتلك النماذج المختلفة. |
Hayır, sana söyledim, modellere asılan adamlar ciddi değillerdir. | Open Subtitles | لقد أخبرتك, الأشخاص اللذين يتغازلون مع عارضات أزياء ليسو جادين. |
3 ay boyunca, Jean onun diğer modellere benzediğini fark edememişti. | Open Subtitles | لثلاثة أشهر (جان) لم يدرك أنها بدت مثل كل العارضات الأخريات |
modellere pipet veriyorum, böylece rujları bozulmuyor. | Open Subtitles | انا اقوم بتزيين العارضات حتى يبدون جميلات, وانا ... |
Seni modellere yem etmeyeyim. | Open Subtitles | -لا تدعيني أجعلك طعاماً لأحد العارضات -آسفة |
Benetton'ın Asyalı modellere yaptığı gibi zoraki bir imaja sokmayın kızı. | Open Subtitles | لاتفرضي عليها صورة، كما فعلت "بينيتون" مع العارضات الآسيويات. |
Oyuncularımızın geliştirdiği modeller gibi bu teknikle inşa edilecek modellere ihtiyacımız var. | TED | سنحتاج إلى نماذج لمباني استعملت تلك التقنيات، نماذج مثل تلك المطورة من قبل مستخدمي لعبتنا. |
Fakat, tıpta yeni modellere ihtiyacımız var. | TED | لكننا بحاجة نماذج جديدة للتفكير بالطب في المستقبل. |
Onları diğer neropatolojik modellere uygulayabileceğimizi biliyoruz, örneğin, Parkinson hastalığı gibi. | TED | نحن نعرفُ أننا نستطيع تطبيقها في نماذج لدراسة الأمراض العصببة، مثل مرض باركنسون على سبيل المثال. |
Beyin modelleri bizim için önemli, çünkü onlara dayanarak bilgisayar modelleri oluşturabiliyoruz ve bilgisayarlar da bu modellere dayanarak beynimizin ne kadar iyi çalıştığını teşhis edebiliyor. | TED | أنماط الدماغ مهمة بالنسبة لنا لأنه بالاستناد عليها نستطيع بناء نماذج للحواسيب، وبناءً على هذه النماذج تستطيع الحواسيب التعرف على مدى الكفاءة التي تعمل بها أدمغتنا. |
Ve eğer modellere bunun neden olduğunu sorarsanız, ve tamam, peki, evet, sonuç olarak bizim atmosfere koyduğumuz karbon dioksitten dersiniz. | TED | وإن سألتم النماذج عن السبب، وأنتم تقولون، حسنا، نعم، أن السبب الأساسي هو ثاني أوكسيد الكربون الذي نطلقه بالجو. |
Bu seçenekler arasındaki fark modellere bakarak cevaplanamaz. | TED | لا يمكن التعرف على اختلافات هذه الاختيارات من خلال النظر إلى النماذج. |
Jack yeni modellere test çekimi yapmaz ki. | Open Subtitles | جاك) لا يجرب عارضات أزياء جديدات). |
Ben koreograf ve müzik direktörü olmadan önce başkanlara, işadamlarına, süper modellere gülümseme danışmanlığı yaptım. | Open Subtitles | كنت مستشار أبتسامة للرؤساء, لزعماء الصناعة وعارضات الأزياء قبل أن أصبح مديرا للرقص ومخرجا موسيقيا. |
Bu da hayvan testlerinin karşılığı olan bu modellere yeni anlamlar yüklüyor, öyle değil mi? | TED | أنها تعطينا معنىً جديداً لنماذج ضد التجارب على الحيوانات، أليس كذلك؟ |