ويكيبيديا

    "muazzam bir" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • هائلة
        
    • ضخم
        
    • كبيرة
        
    • هائل
        
    • هائلاً
        
    • لمليكنا
        
    • عملاقه
        
    • ضخمة
        
    • هائلا
        
    Şimdi, bu çarpıcı husus zaman içerisinde önemli I.Q. artışları ile dikkatimi çekti. muazzam bir artıştan söz ediyorum. TED والآن، لفت نظري هذا التغير الجذري إلى زيادة هائلة في معدّلات الذكاء بمرور الزّمن، و لقد كان فعلا هائلا.
    Ancak aynı zamanda açıktan kapalıya muazzam bir hareket de olacak. TED و لكن أيضا سيصبح هناك حركة هائلة من المفتوح إلى المغلق
    Bu seviyeye yaklaşmak için bile muazzam bir nükleer reaksiyon gerekir. Open Subtitles نحتاج إلى تفاعل نووي ضخم جدا لمجرد الإقتراب من هذا المستوى
    Lawrence, Alfred Kinsey gibi araştırmacıları muazzam bir trans ağı ile tanıştırdı. TED قدّمت الباحثين الجنسيين مثل ألفرد كينسي إلى شبكة كبيرة من المتحولين جنسيًا.
    muazzam bir beyin takımı Patriot Act koruması altında bunu inşa etti. Open Subtitles كم هائل من الأفكار المزيفة تعمل فى حماية تحت شعار الأخلاص الوطنى
    Tekerlekli sandalye kullanmaya başlamak, yeni muazzam bir özgürlüktü. TED عندما بدأت باستخدام الكرسي المتحرك، أكسبني قدراً هائلاً من حرية جديدة
    Hükümdarımıza muazzam bir zafer vermiş olurdu. Open Subtitles لكانت أعطت نصراً مجيداً لمليكنا
    Beni ölümcül mücadeleye sevkeden muazzam bir mukavemet. Open Subtitles قوه عملاقه تدفعنى لمقاومه الموت
    Adı Darcy. muazzam bir serveti ve Derbyshire'da büyük bir malikanesi varmış. Open Subtitles أسمه السيد دارسى وهو ذو ثروة ضخمة بالأضافة الى أملاك فى داربشير
    Ama Afrika sanayisi bir büyümeye başladı mı, muazzam bir potansiyeli var. TED ولكن بمجرد أن تبدأ الصناعة الأفريقية في التوسع، فإن الإمكانات ستصبح هائلة.
    Bu, saldırgana muazzam bir avantaj sağlıyor, çünkü savunucu kime karşı mücadele vereceğini bilmiyor. TED وهذا يعطي ميزة هائلة للمهاجم، لأن المدافع لا يعرف ضد من عليه ان يقاتل.
    Ve ben sizi orada bırakmak istiyorum, bu ekonominin küresel gelişim için muazzam bir güç olduğunu, ve bunu bu şekilde düşünmemiz gerektiğini söylüyorum. TED ولذلك فإني فقط أريد أن أترككم هناك، وأقول أن هذا الاقتصاد هو قوة هائلة للتنمية عالمية وعلينا أن نفكر به بتلك الطريقة
    Biz insanların, iyilik için sıradışı bir potansiyeli var. Fakat aynı zamanda zarar vermek için muazzam bir güce de sahibiz. TED نحن البشر لدينا طاقة خارقة لفعل الخير. ولكننا أيضاً نملك قوة هائلة لفعل الشر.
    muazzam bir yıldızın bu şekilde öldüğünü doğru bir biçimde tahmin etti. Open Subtitles خمَّنَ بشكلٍ صحيح بأن هذه هي الطريقة التي يموتُ بها نجمٌ ضخم.
    Ve bu alanda daha fazla bireysel yardım için muazzam bir açık var, çünkü devlet bu konuda sorumluluğunu pek de yerine getirmiyor, maalesef ki. TED وهناك مجال ضخم للمساعدة الإضافية من القطاع الخاص هنا لأني اخشى ان الحكومة اسقطت الكرة على الكثير من هذه
    Sizin benim gibi insanlar için muazzam bir reçeteli ilaç pazarı var ki eğer düşünürseniz hiç mantıklı değil, çünkü biz bu ilaçları alamayız. TED هناك تسويق ضخم لوصفات الأدوية تستهدف أشخاص مثلكم ومثلي، والذي إن فكرتم به ليس له أي معنى أبداً، بما أننا لانستطيع شرائها بلا وصفة.
    Sen daha çok küçükken, Brook Amca'nla muazzam bir balo vermiştik. Open Subtitles عندما كنت صغيرة ,إفتتحت الرقص في حفلة كبيرة مع عمك بروك
    Gittiğin yerden muazzam bir enerji çekilecek ve çok sayıda insan hayatını kaybedecek. Open Subtitles كمّية كبيرة من الطاقة ستمتصّ من مكان وصولك. وعدد كبير من الناس سيموتون.
    Ona bu kadar bağlandığına göre muazzam bir gücü olduğunu varsayıyorum. Open Subtitles أنا أتوقع أنه يمتلك قوة كبيرة لأن تثني عليه بهذه الطريقة.
    Yani muazzam bir bilgi kaynağı, ki, dediğim gibi, birçok kişinin ona yapmamasını söylemesine rağmen, çok pahalıydı. TED إذاً كم هائل من المعلومات بالرغم، مرة ثانية أن الكثير من الناس أخبروها أن لا تقوم بذلك كان ذلك مكلفاً جداً
    Gerçek araba yarışçılarının yeteneklerine muazzam bir takdir geliştirdik. TED قمنا بتطوير تقدير هائل لقدرات سائقي السيارات السباق الرياضية.
    Bu his hem kendinize hem de topluma muazzam bir güven ve sorumluluk aşılıyor. TED سيعطي ذلك تعزيزاً هائلاً في المسؤولية في نفسك والمجتمع.
    Size Dr. Masters'ın kap işlemi prosedüründe muazzam bir başarısı olduğunu söyleyebilirim. Open Subtitles واستطيع أنْ أبشركما أنّ الدكتور ماسترز. حقّق نجاحاً هائلاً في إجراء سِدادة الرحم.
    Hükümdarımıza muazzam bir zafer vermiş olurdu. Open Subtitles لكانت أعطت نصراً مجيداً لمليكنا
    - ...muazzam bir saat gibidir. Open Subtitles مثل ساعه عملاقه
    Baban, bir taburenin üzerinde muazzam bir Noel ağacı süslüyordu. Open Subtitles والدك، على السلم، كان يضع الزينة على شجرة ميلاد ضخمة.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد