Benden bu soruşturmanın başına muhalif partiden birini koymamı mı istiyorsunuz? | Open Subtitles | تريد مني أن أضع عضو حزب المعارضة مسؤولاً عن هذا التحقيق |
Yoksa muhalif ve araştırmacı gazetecilik çok daha zor olacak, hatta çok daha fazla bölgede. | TED | وإلا , المعارضة والصحافة الاستقصائية سيصبحون أكثر صعوبة في المزيد من الأماكن. |
Seçildiğim takdirde tüm görüşleri dikkate alıp muhalif fikirleri görmezden gelmeyeceğim. | Open Subtitles | ساتولى هذا ان انتخبت سوف افكر بكل الجوانب |
Bolivya'da geçtiğimiz ay suikasta kurban giden üçüncü muhalif lider. | Open Subtitles | هذا ثالث قائد معارض يغتال في بوليفيا الشهر الماضي |
muhalif tanık! | Open Subtitles | هذا الشاهد عدائي. |
Duruşması olan benmişim gibi davranmayı bırakırsa muhalif olmama gerek yok, sayın Yargıç. | Open Subtitles | لا حاجة لاكون معادية إن توقفت عن التصرف كاني في محاكمة حضرتك |
Türk muhalif gazetesi ''Cumhuriyet''in ilk sayfasındaki bu boş alan mesela. | TED | انظر إلى هذه المساحة الفارغة من الصفحة الرئيسية لجريدة جمهورييت التركية المعارضة. |
Sana göre ben ateistim. Tanrı'ya göreyse sadık bir muhalif. | Open Subtitles | بالنسبة لك أنا ملحد، ولكن بالنسبة إلى الله أنا المعارضة المخلصة |
Bir generalin, muhalif güçlere stratejisini ifşa etmesi akılsızlık olurdu. | Open Subtitles | لن يكون حُكما من جنرال أن يكشف عن استراتيجيته للقوى المعارضة |
muhalif avukat seks ve sadakatsizlik üzerinden gidiyor bu nedenle senin baş avukat olmanı istiyoruz. | Open Subtitles | المحامية المعارضة تلعب على زاويتى الجنس و الخيانة لذا نريدك ان تأخذى المقعد الاول |
Benim de size söylediğim gibi, muhalif sesler sorun olmayacak. | Open Subtitles | وكما أخبرتك، أصوات المعارضة لن تكون مشكلة |
Onu muhalif tarafa çekmek hiç dostane değil. | Open Subtitles | وليس تصرفاً ودياً،أن ترشديها نحو المعارضة |
Seçildiğim takdirde, meclis üyesi Bailey'in altı dönemdir yaptığının aksine muhalif fikirleri görmezden gelmeyeceğim. | Open Subtitles | حسنا ان انتخبت سوف افكر بكل الجوانب و لن اتجاهل المعارضين |
Tüm görüşleri dikkate alıp muhalif fikirleri görmezden-- | Open Subtitles | مروحية استمري فحسب سوف اعتبر كل الجوانب |
Fakat 50'lerden 60'lara paldır küldür girerken yalnız bir muhalif tartışmayı kati olarak nasıl çözeceğini araştırdı. | Open Subtitles | لكن كما طويت حقبة الخمسينات بتهور إلى الستّينات، صوت وحيد معارض عمل على تسوية الحجة نهائيا وإلى الأبد. |
Roma'ya karşı tek bir muhalif. | Open Subtitles | شخص معارض أمام روما كلها؟ |
muhalif tanık! | Open Subtitles | هذا الشاهد عدائي. |
Kararnameler muhalif görünebilinir. | Open Subtitles | يمكن أن يُنظر إلي الأوامر التنفيذية على أنها معادية |
Fisher'ın arabasının sağ arka kısmında "Düşünceli muhalif" yapıştırması vardı ve birkaç gün önce birisi oradaki yapıştırmanın üstüne aynısını yapıştırmış. | Open Subtitles | كان لدى (فيشر) ملصق مكتوب عليه معارضة ذات فكر" في الخلف ناحية اليمين" ومنذ بضعة أيام، وضع أحدهم ملصقًا مماثلاً فوق الموجود من الأساس |
Bu çin yönetiminin yaptığı muhalif dans gösterisi tabi onları vurmalarından önce. | Open Subtitles | هذه هي الرقصة التي جعلت الحكومة الصينية المعارضين يرقصونها قبل إطلاق النار عليهم |
Bu da bizi farklı muhalif varlıklar fikrine geri döndürür. | Open Subtitles | هذا يُعيدنا إلى فكرة الكيانات المُعارضة المُنفصلة. |
Dikkatsiz bir şekilde bile baksan, muhalif olduklarını görebilirsin. | Open Subtitles | حتى إنك إذا رؤيت بعين غير منصفة ربما تعتبر أحدهم |