muhtemel sebep yok, sahte bir emir,... ..sıfır kanıt. | Open Subtitles | شديد : لا سبب محتمل ، مذكرة مزورة ، الصفر الأدلة. |
Joe, muhtemel sebep olmaması için bir dava açabileceğimizi düşünüyorum. | Open Subtitles | جو، وأعتقد أننا يمكن أن بناء قضية لعدم وجود سبب محتمل. |
Bu demek oluyor ki muhtemel sebep belgesi isteyebiliriz. | Open Subtitles | مما يعني ان بإمكاننا طلب شهدة سبب محتمل |
Gail'in bir şey yaptığını kanıtlayamazsınız. Benim şu an ihtiyacım olan tek şey bir muhtemel sebep bulmak. | Open Subtitles | كل ما تحتاج إلى إجراء من المؤامرة عند هذه النقطة هو السبب المحتمل. |
Biliyorsun, muhtemel sebep belgesi bizim son umudumuzdu. | Open Subtitles | وثيقة السبب المحتمل كانت آخر امل لنا |
muhtemel sebep, bu iyi mi? | Open Subtitles | سبب محتمل, هل هذا جيد؟ |
Tamamen yasal süreler içerisinde, Tony birinin mizah anlayışının olmaması sana muhtemel sebep sağlamaz. | Open Subtitles | (بشروط قانوية صارمة يا (طوني شخص ليس لديه حس فكاهة لن يعطيك سبب محتمل |
Bay Davis, çok yoğun bir mahkeme takvimimiz olduğunu göz önünde tutarak hem kefalet hem de muhtemel sebep duruşmasını bugün 14.00'de yapmamızı öneriyorum. | Open Subtitles | السيد "دايفيس" أخبرني بأن جدول المحاكمات مزدحم... أقترح بأن نقوم بجلسة الاستماع وجلسة تحديد السبب المحتمل للجريمة اليوم... في الـ 2: |