Davacı lehine karar verdik, Bayan Muriel Lang, haklı . | Open Subtitles | نحكم لصالح المدعية موريل لانج بكل الثروة |
Muriel şimdi Bronx'ta yaşıyor ve manikürcüde çalışıyor. | Open Subtitles | ثم هرب موريل تعيش في برونكس الآن وتعمل في محل لطلاء الأظافر |
Charlie, Muriel ve Yvonne bir şehirde yaşadılar, insanların mucize için dua ettiği ve bazen gerçekleşen. | Open Subtitles | شارلي، موريل ، وإيفون جميعا عاشوا في مدينة يتمنى أهلها حدوث المعجزات وفي بعض الأحيان تحدث |
Muriel, eğer hamburgerinin kalanını yemeyeceksen dondurucuları var mı diye bakacağım böylece taze olarak saklayabiliriz. | Open Subtitles | (ميوريال)، إذا لن تأكلي نصفك من شطيرة اللحم بالجبنة، سأطلب منهم تثليجها لتبقى صالحة للأكل |
Ona, Muriel cehennemde yan, kaltak, dedi deyin. | Open Subtitles | أخبروه بأن ميوريل تقول لك تعفن في الجحيم, أيها الداعر |
Burada Muriel'ı kendisine ve 19 yaşındaki sevgilisine OxyContin satması için ikna ettiğini yazmış. | Open Subtitles | وفقاً له، أقنع (موريال) أن تبيع له الأوكسيكونتين ولصديقته الحميمة ذات 19 سنة الوضع دام لأسابيع، |
Ben Muriel ile ilk öpüşmemizi hatırlıyorum da, berbattı. | Open Subtitles | أنا أتذكر عندما ميريل و أنا كان لدينا قبتلنا الأولى و كانت سيئة |
Tek umursadığım Muriel. Artık buna eminim. | Open Subtitles | .كل ما يهمني هي موريل هذا ما أنا متأكد منه الآن |
Videolu randevu sistemini dene Peter. Muriel ile ben öyle tanıştık. | Open Subtitles | يجب عليك تجربة خدمة المواعدة بالفيديو إنها الطريقة التي التقيت بها انا و موريل |
Peter, Muriel ve ben terapistine uyup biriyle çıkman gerektiğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | أنا و موريل .. نشعر أنك تحتاج أن تتبع نصحية طبيبك و أن تبدأ المواعدة |
Bizden korkakça kaçan Muriel'i izliyorduk ve onun bizi sana götüreceğini düşünemezdik. | Open Subtitles | كنا نتعقب موريل الجبانه وعجبا عجاب لقد قادتنا اليك |
Bu sizin için ilaçtır Muriel. | Open Subtitles | صحيح حسناً، هذه المعدات لكِ، موريل |
Leydi Muriel'i neden öldürmek istesinler? | Open Subtitles | لماذا كان أي أحد يريد أن يقتل السيدة "موريل" ؟ |
Çünkü öldürülmek istenen aslında Leydi Muriel değildi. | Open Subtitles | لأن السيدة "موريل" لم تكن الضحية المفترضة |
Binbaşı Sadler'ın Leydi Muriel'in oğlu olduğunu ancak oyunun en sonunda öğrenebildik. | Open Subtitles | في النهاية فقط عرفونا بأن الميجور "سادلر" كان ابن السيدة "موريل" |
Muriel ... damarların, boynundan fırlıyor. | Open Subtitles | موريل. أعصابك إنها تبرز من رقبتك |
Muriel, 2 milyon dolar hala çok miktar sayılır. | Open Subtitles | موريل ، 2 مليون دولار مبلغ ضخم أيضاً |
Muriel'i katil sanıyorduk ama bak işler nasıl da değişti. Elimizde hiçbir kanıt yok. | Open Subtitles | اعتقدنا أن (ميوريال) القاتلة بادئ الأمر ليس لدينا أيّ دليل |
Muriel, bu her şeyi değiştirebilir. Her şeyi değiştirecek. | Open Subtitles | ميوريل)، قد يغيّر هذا كلّ شيء) - طبعاً سيغيّر كلّ شيء - |
Muriel, ben Kanal 5 Haberler'den Tom Tucker. | Open Subtitles | (موريال)؟ هذا (توم توكر)، من أخبار القناة الخامسة |
Muriel bu şeyi nasıl idare ediyor bilmem. Onun köpeği bu. | Open Subtitles | "ميريل" تعلم كيف تسير مع هذا الكلب إنه كلبها اللعين |
Dr. Muriel Fox rolünü üstlendi. | Open Subtitles | قامت بإنتحار دور الدكتور (ماريال فوكس) |
Muriel teyze! | Open Subtitles | ! (الخالة (مارييل |
İmgemde Grace'in Muriel'in kitabını Andy'e okuduğunu gördüm. | Open Subtitles | في رؤيتي، رأيت (غرايس) وهي تقرأ كتاب (مورل) لـ(آندي) |