Bunu kabullenip Mutlu olmam mı gerekiyor? | Open Subtitles | وهل من المفترض منى أن أعرف ذلك و أكون سعيدة |
Mutlu olmam gerektiğini biliyorum ama değilim. | Open Subtitles | أعرف يجب أن أكون سعيدة ، ولكني لَستُ كذلك |
Mutlu olmam mı. Tabi ki senin için mutlu olurum. | Open Subtitles | يمكن أن أكون سعيدة من أجلك بالطبع يمكنني أن أكون سعيدة من أجلك |
Kötülüğün mutlu bir lideri olmalı. Mutlu olmam için ihtiyacım olan... | Open Subtitles | على الشر أن يجد قائد سعيد .. ولكي أكون سعيد ، أحتاج |
Ne zaman bir şey söylemeye çalışsam bana her şeyin yolunda olduğunu ve sadece Mutlu olmam gerektiğini söylüyor. | Open Subtitles | كل مره أحاول أن أقول شيئاً أن كل شىء على ما يرام وأنى يجب أن أكون سعيداً |
Sonunda doğru bir şey yaptın diye Mutlu olmam mı gerekiyor? | Open Subtitles | أيفترض أن أسعد لأن أحدهم فعل شيئاً صحيحاً أخيراً؟ |
Tanrım Mutlu olmam gerekirken çıldırmak üzereyim. | Open Subtitles | يا آلهي ، يجب أن أشعر بالسعادة الآن لكنني خائفة جداً |
Ama eğer gazetelerde bir şey okursam, çiftçilerin tasarruflarının acımasız bir banka soyguncusu tarafından çalındığını, Mutlu olmam. | Open Subtitles | ولكن إذا قرأت عن هذا فى الجرائد لو قرأت عن مدخرات الفلاحين التى تمت سرقتها بواسطة سارق معدوم القلب ، فلن أكون سعيدا |
Fiziksel olarak Mutlu olmam imkansız. | Open Subtitles | إنه لأمرٌ مستحيلٌ فعليّاً بالنسبة لي أن أكون سعيدةً. |
Ama yanliz Mutlu olmam gerektiğini söylediğin için: | Open Subtitles | انت السبب الم تقل اضحكى غنى ابتسمى؟ |
Mutlu olmam ve seni terk etmemden korkuyorsun, bu yüzden beni suçlu hissettiriyorsun. | Open Subtitles | تخافين أن أكون سعيدة وأن أرحل إذا .. تريدنني أن أشعر بالذنب؟ |
Neşemi bulmak için o kadar çok uğraştım ki çünkü Mutlu olmam gerektiğini düşünüyordum ya da diğer insanları mutlu etmem gerektiğini ya da oğluma mutlu görünmem gerektiğini düşünüyordum. | Open Subtitles | كنت أحاول بصعوبة لأجد متعتي لأنني ظننت أنه من المفترض أن أكون سعيدة أو من المفترض أن أجعل الناس سعداء |
- Biliyorum, mutlu etmek istedin ama devam etmek için benim de Mutlu olmam gerekir. | Open Subtitles | -تجعلني سعيدة، قلت ذلك لكن علّي الذهاب، يجب أن أكون سعيدة أيضاّ |
Son ikiye kaldım, Mutlu olmam lazım. | Open Subtitles | أنا إحدى آخر متنافسين" "ومفترض أن أكون سعيدة |
Tek bildiğim orada değil de burada olduğum için Mutlu olmam gerektiği. | Open Subtitles | كل ما أعرفه هو... أنه يفترض أن أكون سعيدة لكوني هنا ولست هناك. |
Burada olabileceğini, hayatta olabileceğini duyduğum zaman Mutlu olmam gerektiğini biliyorum. | Open Subtitles | عندما سمعتُ بأنّك قد تكون هنا و أنّك ربّما ما تزال حيّاً... عرفت أنّه يفترض أنْ أكون سعيدة لكنْ لمْ أكن كذلك |
Mutlu olmam için hayatımın değişmesi gerek. | Open Subtitles | حياتي يجب أن تتغير, حتى أكون سعيدة |
MacKenzie klanının kendini parçalayıp yok etmediğine Colum ve Dougal'la olan ilişkimin düzeldiğine Mutlu olmam gerekirdi. | Open Subtitles | كان يجب ان أكون سعيد بأن عشيرة ماكنزي لم تتمزق الى أشلاء وبأني قد أصلحتُ علاقتي مع الكولوم ودوغال |
Şu anda Mutlu olmam gerekmiyor mu? | Open Subtitles | ألا يجب أن أكون سعيد الأن؟ |
Sen yanımda olduğun sürece ben nasıl Mutlu olmam? | Open Subtitles | كيف من الممكن أن لا أكون سعيداً وانا معك؟ |
Acikcasi, sen mutlu olmadan Mutlu olmam. | Open Subtitles | في الحقيقة، لا أكون سعيداً ما لم تكن أنت سعيداً. |
Noel geldi diye Mutlu olmam ve işe yaramayan insanların mutlu olması için de uğraşamam! | Open Subtitles | لست أسعد نفسي في عيد الميلاد، ولا أستطيع أن أسعد الكسالى |
Burada Panik atak GEÇİRMEMEK için kendimi zor tutuyorum Kahvaltı hazırladıkları için Mutlu olmam lazım. | Open Subtitles | يجب أن أشعر بالسعادة لتحضيرهم الإفطار لي |
Belki de Fez için Mutlu olmam daha iyi olur. | Open Subtitles | أجل ربما يجدر أن أكون (سعيدا من أجل (فاز |
Burada Mutlu olmam gerekiyordu. | Open Subtitles | يفترض أنْ أكون سعيدةً هنا. |
Ama yanliz Mutlu olmam gerektiğini söylediğin için: | Open Subtitles | انت السبب الم تقل اضحكى غنى ابتسمى؟ |