Bu gece, başsavcılık yarışındaki yeni adayı tanıtmaktan mutluluk duyuyorum. | Open Subtitles | والليلة يسعدني أن اعلن عن مرشح جديد على منصب محامي الولاية |
Babamın bu olanlardan haberi olmamasından ilk kez mutluluk duyuyorum. | Open Subtitles | إنها المرة الأولى التي يسعدني أن لا يكون أبي واعياً لأي شيء |
Senin için bir tedavi bulmaya yaklaştığımızı söylemekten büyük bir mutluluk duyuyorum. Sonsuza dek mi? | Open Subtitles | و يسرني أن أقول لك أننا اقتربنا لايجاد علاج |
Bayanlar ve baylar sizi burada, bu özel gecede ağırlamaktan mutluluk duyuyorum. | Open Subtitles | سيداتي وسادتي، يسرني أن أرحب بكم هنا في هذه الليلة المميزة |
Sayenizde operasyonun ilk evresinin tam bir başarı olduğunu söylemekten mutluluk duyuyorum. | Open Subtitles | شكراً لكم مبدئياً وأنا سعيد أن أقول أن أول جزء من العمليه قد قابل نجاح معقول |
Bugün kalbimdeki boşluğun dolduğunu söylemekten mutluluk duyuyorum. | Open Subtitles | وأنا سعيد لأن أقول لكم جميعا أننى أحب وأن حياتى عادت من جديد |
Ayrıca, o saate dek az önceki olaya ait fark edilir bir iz kalmayacağını söylemekten mutluluk duyuyorum." | Open Subtitles | و يسعدني القول أنه لن يكون هناك آثار ملحوظه لما حدث عند وقت العشاء |
Bugün bunu açıklamaktan mutluluk duyuyorum, hapishanelerimiz şahsi girişimcilere açılacaktır, mahkûmlar tam zamanlı olarak çalışabileceklerdir. | Open Subtitles | و يُسعدني أن أُعلنَ اليوم بأنَ شركات خاصة سيتِم إنشائُها داخِل إصلاحياتِنا |
Yaklaşık 9 yıl boyunca günün 24 saati orada online olduğunu söylemekten mutluluk duyuyorum. | TED | ويسعدني أن أقول أنه ما زال على الإنترنت هناك، 24 ساعة في اليوم، لمدة تسع سنوات تقريبا. |
Bizimle olduğundan beri yaptığın ilk öz eleştiri bu olduğu için, sana ikramiyeni vermekten mutluluk duyuyorum. | Open Subtitles | هذه أول مرة تصبح ناقداً لنفسك منذ تواجدك معنا، لذا فإنه يسعدني أن أسلّمك .. علاوتك |
Öncelikle size bütün planlarımızın yolunda ve zamanında ilerlediğini söylemekten mutluluk duyuyorum. | Open Subtitles | أول شيء، يسعدني أن أبلغك بأن جميع خططنا تمشي بسلاسة و في الوقت المحدد |
Tedavinin ülkeye ve Avrupa'ya sağ salim ulaştığını bildirmekten mutluluk duyuyorum. | Open Subtitles | يسعدني أن أعلن أن العلاج قد هبط بسلام في مختبرات في جميع أنحاء البلاد وفي أوروبا |
Artık daha uyumlu olduğumuzu söylemekten mutluluk duyuyorum. | Open Subtitles | يسعدني أن أبلغك بأننا متوافقان الآن |
Bugünün listesine yeni bir parça eklendiğini duyurmaktan mutluluk duyuyorum. | Open Subtitles | يسرني أن أعلن أن هناك إضافة .قد تمت على جدول اليوم |
Bugün Kaliforniya Eyaleti'nin yeni bir özel günü resmen kabul ettiğini açıklamaktan mutluluk duyuyorum: | Open Subtitles | اليوم، يسرني أن أعلن أن ولاية "كاليفورنيا" ستحدد يوم عطلة جديد: |
Saygı duyduğum başarınız ve yağmadan alacağım pay için mutluluk duyuyorum. | Open Subtitles | وأنا سعيد بأن أحيي إنجازاتك. وأن أشارككم بأرباح غارتكم. |
Ama yaptığım bu şey -- size ilk defa burada göstermekten mutluluk duyuyorum. | TED | ولكن ما صنعته لتوي -- وأنا سعيد لأريكم إياه، لأول مرة في العلن هنا. |
Direnebileceğimiz bir yol bulduğumuzu söylemekten mutluluk duyuyorum. | Open Subtitles | يسعدني القول إنه ربما قد وجدنا طريقه تمكننا من العودة للقتال |
Ama baldızım olmandan mutluluk duyuyorum. | Open Subtitles | يُسعدني أن تكوني نسيبتي |
Dostlar arasında olduğum için de Ekselansları Veliaht Prens'in bu kutlamaları Tokyo'da bizzat yöneteceğini söylemekten mutluluk duyuyorum. | Open Subtitles | ويسعدني أن أقول بينما نحن بين الأصدقاء أن صاحب السمو ولي العهد |