Ama şimdi ben mutluyum ve hazırlamak senin için büyük bir şey de değildi. | Open Subtitles | و لكن الان.. أنا سعيد و هذا امر لا يهمكِ |
Evet, mutluyum ve rahatladım. | Open Subtitles | أجل أنا سعيد و مرتاح |
80 yıldır ilk defa böylesine mutluyum. Ve bırakmayacağım elbette. | Open Subtitles | أنا سعيد للمرة الأولى منذ 80 سنة مع أنها كذبة |
Gerçekten çok mutluyum ve bunu bozmak istemiyorum. | Open Subtitles | أنا سعيد حقا و أنا لا أريد لهذا الشعور أن يتبدد |
Efendim, beni çağırdığınız için çok mutluyum ve beni sevmenizi de çok istiyorum ama bu gezi ile bunun olacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | سيدي، أنا سعيد أنك دعوتني، و أردت حقاً أن تعجب بي لكن... لا أظن حقاً ان هذه الرحلة سوف تفعل هذا |
Lemon, bu uyanışı yaşadığın için gerçekten çok mutluyum ve İspanyolca bilmememe rağmen bir saattir Enrique'nin şiirlerini okumana da bir şey demiyorum. | Open Subtitles | ليمون أنا سعيد حقاً لصحوتك ولا أمانع أنكي أمضيتي الساعه الأخيره تقرأين لي شعر إنريكي |
Burada pek çok karmaşık sebep veya sebeplerden bulunuyorsunuz ve belki ne olduğunu bilmiyorsunuz ve belki ben de bilmiyorum, fakat yine de davet edilmekten mutluyum ve dinlediğiniz için teşekkür ederim. | TED | أنت هنا نتيجة سبب فوضوي أو أسباب، وربما لا تعرف ما هو، ولربما لا أعرف ما هو، ولكن على أي حال، أنا سعيد لدعوتي وأشكركم جميعا على حسن الاستماع. |
Ve burada olmaktan dolayı çok mutluyum ve çok müteşekkirim, Chris. | TED | و أنا سعيد لوجودي هنا، و ممتن جدا لتلك الفرصة يا "كريس" |