Bugün Glen Forest Üniversitesi'nde Silahın Namlusu Partisi kibriti çakacak." | Open Subtitles | (اليوم في جامعة (غلين غوريست" "حزب (غان باريل) سوف يهجم |
Silahın Namlusu Partisi hakkında bir kitap yazıyordu, değil mi? | Open Subtitles | كان يكتب كتاب عن حزب (غان باريل) ، صحيح ؟ |
Biri eski bir arkadaşını bıçaklamışsa ve Silahın Namlusu Partisi'nin adını kendi amaçları için kullanıyorsa.. | Open Subtitles | إصغ، قام أحدهم بطعن صديق سابق لك وربما يستخدمون إسم (حزب (غان باريل لأهدافهم الخاصة |
Namlusu yamulmuş yahu, Bununla nasıl ateş edeceğim ben? | Open Subtitles | فوهة البندقية منحرفة، فكيف سأطلق منها النار؟ |
Bay Dufosse, silahın uzun bir Namlusu olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | السيد "دوفوس" تذكر أنه تحدث عن فوهة مسدس طويلة |
Ateşlenen kurşunda çizikler bırakan silah Namlusu gibi. | Open Subtitles | مثل ماسورة البندقية التي تترك التصدعات على الرصاصة المطلقة |
Ama Namlusu 15 cm uzunluğunda. Benim için en iyisi. | Open Subtitles | لكن طول الماسورة 7 إنشات - الحجم الأفضل لي - |
Silahın Namlusu Partisi'nin ilk taktiklerine benziyor. | Open Subtitles | لا تختلف عن التكتيكات الأولى (لحزب (غان باريل |
Hale'in Silahın Namlusu Partisi hakkında ne bulduğunu öğrenmeliyiz. | Open Subtitles | (يجب أن نعرف ماذا وجد (هيل (عن حزب (غان باريل |
Oliver Johnson Silahın Namlusu Partisi'nin üyesiydi. | Open Subtitles | أوليفر جونسون) كان عضواً) (في حزب (غان باريل |
Silahın Namlusu Partisi hakkında bir kitap yazıyorum. | Open Subtitles | اكتب كتاباً عن (حزب (غان باريل |
Silahın Namlusu Partisi'nin başkaldırışı pek de sivil değildi. | Open Subtitles | (عصيان حزب (غان باريل بالكاد كان مدنياً |
Silahın Namlusu Partisi'nin kullandığı bombanın güncel hâliymiş. | Open Subtitles | نسخة مطورة عن قنابل (حزب (غان باريل |
Şimdi, detektif Blair'in bana dediğine göre, Namlusu aşınmış ve kuru sıkının içinde biraz fazla barut varmış, yakın mesafeden ateş edilmesinden dolayı da, ciddi zarara neden olmuş. | Open Subtitles | "الآن, قالت لي المحققة "بلير ان فوهة المسدس كانت متآكلة وان الرصاصة كان بها بودرة زائدة |
- Üçlü Namlusu olan bir tüfek. Çok nadir. | Open Subtitles | ذو فوهة ثُلاثية ، نادرةً للغاية |
Yaradaki beneklere bakılırsa kurbana ateş edildiği sırada silahın Namlusu göğsüne değiyormuş. | Open Subtitles | بناءًعلىالترقّطالذييعلو الجرح... فإنّه يبدو أنّ فوهة المسدّس كانت متصلة بصدر الضحيّة عند إطلاق النار |
Adamı kaçakçılıktan yakaladık ama silahının Namlusu eğelenmiş yani elimizde onu cinayetle ilişkilendirebilecek hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لقد ثبتت عليه تهمة التهريب لكن ماسورة سلاح قد بُردت فلا دليل لدينا على ارتكابه جريمة القتل. |
Asıl sevdiğimse, Panther uzun Namlusu olması. | Open Subtitles | وما يعجبني، أن لديها ماسورة أشبه بالناي |
Tabanca Namlusu. | Open Subtitles | هذه ماسورة بندقية |
Nişanlığı yok çünkü Namlusu kısa. | Open Subtitles | لا جانب له لأنه عدل الماسورة |
Dişlerinin arasında silah Namlusu varsa sadece sesli harfler çıkarabilirsin. | Open Subtitles | أتود أن تقول بضع كلمات بهذه المناسبة ؟ بماسورة مسدس بين أسنانك تلفظ أحرف العلة فقط |
bu kalibrede 6 köşeli Namlusu olan tek bir silah vardır 41 kalibre: | Open Subtitles | هناك فقط سلاح واحد بفوهة مضلعة سداسية يأتي في عيار 41 |