Bunu sana hiç bahsetmedim, ama şimdi nasıl hissettiğimi bilmenin zamanı. | Open Subtitles | فقط لم أذكر ذلك من قبل، لكن حان الوقت لتعرفي شعوري |
O sırada nasıl hissettiğimi hatırlamak için köprünün bir resmini çekmek istedim. | Open Subtitles | لذلك أردت أن ألتقط الصورة لتُذكّرني بتلك اللحظة، وكيف كان شعوري يومها |
O an nasıl hissettiğimi hayal edebiliyor musunuz? | TED | هل يمكنكم أن تتخيلوا كيف شعرت في تلك اللحظة؟ |
Burada olmamla ilgili yazman hakkında nasıl hissettiğimi anlamak için bana biraz zaman tanır mısın? | Open Subtitles | هل تستطيع أن تعطينى القليل من الوقت لمعرفة كيف اشعر حيالك عندما تكتب مقالة عنى فى السجن؟ |
nasıl hissettiğimi bilebilirdi. Beni neyin beklediğiyle ilgili bir fikri olabilirdi. | TED | ستعلم تماماً بما أشعر ولديها فكرة عما ينتظرني. |
Başka şekildeymiş gibi davranmam aptalca olur. Benim nasıl hissettiğimi herkes biliyor. | Open Subtitles | انه من الغباء ان اتظاهر خلاف ذلك فالجميع هنا يعرف بشعوري |
Tartışma konusunu şimdi hatırlayamıyorum ama o giderken nasıl hissettiğimi çok net hatırlıyorum. | TED | بينما لم أعد أستطيع تذكّر سبب ذاك الجدال، أتذكّر بشكلٍ واضحٍ جدًّا كيف كان شعوري وأنا أراه يغادر. |
Her sana nasıl hissettiğimi anlattığımda, sen bana nasıl hissettiğini anlatıyorsun. | Open Subtitles | في كل مرة أخبرك فيها شعوري تخبرني شعورك أيضاً |
Gerçekten nasıl hissettiğimi sana birazdan söyleyeceğim. | Open Subtitles | سأقول لك بالضبط شعوري في دقيقة واحدة أو اثنين. |
Daha sonra Charlie kapattığımız için nasıl hissettiğimi sordu. | Open Subtitles | و قد سألني تشارلي عن شعوري حول إغلاق المطعم |
Oraya gittim, ona şefkat gösterdim. Kendimi nasıl hissettiğimi anlattım. | Open Subtitles | ذهبت الى هناك أظهرت له التشجيع أخبرته عن شعوري وهذا جعل الأمر اسوأ |
Başka şekildeymiş gibi davranmam aptalca olur. Benim nasıl hissettiğimi herkes biliyor. | Open Subtitles | سيكون غباء مني إذا تظاهرت بالعكس الجميع هنا يعرف كيف شعرت |
Artık onun piyano resitaline gittiğimde nasıl hissettiğimi biliyor. | Open Subtitles | الآن هي تعرف كيف شعرت عندما كنت في حفل البيانو الخاص بها |
Benim için yaptığın şey için bunca yıl kendimi nasıl hissettiğimi nasıl bilebilirdin ki? | Open Subtitles | لايمكن أن تعرفي كيف شعرت طوال هذه السنوات عن الذي فعلتيه لي |
Ve sana nasıl hissettiğimi çok uzun zaman önce söylemeliydim. | Open Subtitles | وكان ينبغي أن اخبرك كيف اشعر منذ زمن طويل |
Ted, evlilik konusunda nasıl hissettiğimi biliyorsun. | Open Subtitles | تيد ، انت تعلم كيف اشعر حيال الزواج |
Şimdi benim genelde nasıl hissettiğimi anladın. | Open Subtitles | الآن أنت تشعر بما أشعر به فى غالبية الوقت |
Hiçbir şeyi değiştirmese de nasıl hissettiğimi bilecekti. | Open Subtitles | حتى لو لم يغير هذا شيئاً كنت سأعلمها بشعوري |
Ama son zamanlarda bu meseleyi düşünüyordum ve nasıl hissettiğimi. | Open Subtitles | لكنني فكرت فيها مؤخراً، و هذا ما أشعر به فعلاً. |
Şimdi nasıl hissettiğimi biliyorsun. | Open Subtitles | الان تعلمين ما اشعر به |
Şu anda senin için nasıl hissettiğimi bilen bir ben varım. | Open Subtitles | انا الوحيد الذي يعرف كيف أشعر تجاهك الآن |
Bu konuda nasıl hissettiğimi biliyorsun. | Open Subtitles | وأنت تَعْرفُ كيف أَشْعرُ حول ذلك. |
Ben de buraya gelip, senin şehrinde baskı olmadan nasıl hissettiğimi söylemek istedim. | Open Subtitles | لذا فكرت في المجيء إلى هنا، والتعبير عن مشاعري في منطقتك، دون ضغوط |
Eğer hatırlayabilirsem, nasıl hissettiğimi görmek istedim sanırım. | Open Subtitles | أظنني فقد أردت إن أري إن كنتِ سأتذكر ماذا يشبة هذا الآحساس |
Bu benim sana gelip onunla öpüştüm diyip ardından onu arayıp nasıl hissettiğimi söylediğimden önce miydi sonra mı? | Open Subtitles | هل كان ذلك قبل أن آتي إليكِ أو بعد وأخبركِ بأنّني قمت بتقبيله وأنّني قمت بالإتصال عليه لإخباره بمشاعري |
Ben sadece bu tip şeylerde nasıl hissettiğimi anlamanızı isterim. | Open Subtitles | إننى فقط قد أردتك أن تفهم شعورى تجاه هذه الأشياء |
O e-postayı okuduğumda nasıl hissettiğimi tarif edecek kelime bulamam. | Open Subtitles | لم أستطع إيجاد الكلمات المناسبة لوصف ما شعرت به عندما قرأت ذلك البريد الألكتروني |
nasıl hissettiğimi mi bilmek istiyorsun? Pekâlâ. | Open Subtitles | أتريد أن تعرف كيف أحس ؟ |