Bu inanılmaz derecede nadir galaksinin oluşumuna ilişkin yapılacak araştırmalar evrenin nasıl işlediğine dair bize yeni ipuçları sağlayabilir. | TED | المزيد من الأبحاث عن كيفية تَكَوُّن هذه المجرات النادرة قد يزودنا بأدلة جديدة عن طريقة عمل الكون. |
İşte bu, kütleçekimin aslında nasıl işlediğine ilişkin yeni düşünce. | TED | و بهذا، تكون هذه هي الفكرة الجديدة عن كيفية عمل الجاذبية. |
Bu yeni ortamın nasıl işlediğine dair öğrenilecek çok şey vardı. | TED | واتضح أن هناك الكثير مما يمكن تعلمه عن كيفية عمل هذا الوسط. |
Müzik, bana başkalarının görüşlerine, anlattıkları hikâyelere, dünyanın nasıl işlediğine dair bir bakış açısı kazandırdı. | TED | كانت الموسيقى وجهة نظري في وجهة نظر شخص آخر، في رواية القصص، لفهم كيف يعمل العالم. |
Amerikalı diplomatların yolladıkları günlük notlar dünyanın gerçekte nasıl işlediğine dair çok dürüst bir resim sunuyordu. | Open Subtitles | مُذكرات يومية لِدبلوماسيين أمريكيين، كشفت بشكلاً صادِم وصادِق عن كيف يعمل العالم حقاً. |
Her tür şey hakkında çok güçlü sezgilerimiz var, kendi yeteneklerimize, ekonominin nasıl işlediğine, okul öğretmenlerine nasıl maaş verileceğine dair. | TED | لدينا أفكار قوية للغاية حول كل الأشياء -- مقدرتنا الخاصة، كيف يعمل الإقتصاد، كيف ينبغي أن ندفع لمعلمي المدارس. |
Ve bilim insanlarının resiflerin nasıl işlediğine nasıl olmaları gerektiğine ait görüşleri bu hiç balık olmayan resiflere dayanıyordu. | TED | ووجهة نظر العلماء عن كيفية عيش الشعب المرجانية, كيف يجب أن تكون كانت تعتمد على هذه الشعب من دون الأسماك |
Gelin nasıl işlediğine bakalım. | TED | إليكم كيف يعمل الأمر |