Okulda haberlerin nasıl yayıldığını biliyorsunuz. | Open Subtitles | أنت ترى كيف تنتشر المعلومات في المدرسة ، أليس كذلك ؟ |
Ama bir kez daha söylentilerin küçük kasabalarda nasıl yayıldığını çok iyi bildiğine eminim. | Open Subtitles | لكن، بعد ذلك مجدداً وأنا متأكد أنك تعرفين جيداً كيف تنتشر الكلمات في بلدة صغيرة. |
Nanitlerin nasıl yayıldığını hala bilmiyoruz. | Open Subtitles | لازلنا لا نعرف كيف تنتشر النانويتس |
Bu hastalığın ne yaptığını,.. ...yada nasıl yayıldığını.. | Open Subtitles | بما أننا ليس لدينا أي فكرة عن ماذا يفعل المرض, أو كيف ينتشر |
Bunun nasıl yayıldığını bilmiyoruz. Ben ısırılmadım. | Open Subtitles | لا نعلم كيف ينتشر هذا فأنا لم أعض من قبل. |
Biz bilginin de ağlarda nasıl yayıldığını biliyoruz. | TED | نعرف كذلك الكثير عن كيفية انتشار المعلومات عبر الشبكات. |
Birincisi ve en önde geleni, hastalığı anlamalıyız. Hastalığın nasıl yayıldığını ve nasıl durdurulacağını bilmeliyiz. | TED | الأول و اﻷهم، على المجتمعات أن تفهم هذا المرض، عليهم تفهم كيفية انتشاره و كيفية إيقافه. |
Nanitlerin nasıl yayıldığını hala bilmiyoruz. | Open Subtitles | لازلنا لا نعرف كيف تنتشر النانويتس |
Bu "gapminder" baloncukları sizlere virüsün 1983 yılında dünyaya nasıl yayıldığını gösteriyor, yani böyle tahmin ediyoruz. | TED | فقاعات الـ"غاب مايندر" تظهر لكم كيفية إنتشار الفيروس في العالم عام 1983 أو كما قدرنا إنتشاره |
Bu işin bir parçası da entropinin nasıl düzensizliğe doğru hareket ettiğini nasıl yayıldığını tam olarak anlamadan, bilginin, garip bir şekilde hükümetlerden bilime, bilimden dine, dinden güvenliğe sıçradığını, bunları açıklayacak tam bir formül bulmadan anlayabilmekti. | TED | وجزء من العمل الذي آمل من أجله هو أن هناك نوعا من إرتباك في الكون حيث لا يمكنك العثور على أي صيغة يمكن تمييزه في كيفية هذه الأشياء -- انها نوع من القفز من الحكومة ممدودةً للعلوم إلى الدين إلى الأمن -- ولا يمكنك أن تفهم تماما كيف يتم توزيع المعلومات. |