İki düzine naylon çorap, 80 dolar. Yirmi şişe parfüm, 200 dolar. | Open Subtitles | دزينتان من النايلون بـ 80 دولار عشرون زجاجة عِطر بـ 200 دولار |
Çin'de yapılan burka adı verilen naylon kumaşlar giyiyorlar. | TED | مرتدية ذلك الشيء من النايلون صنعت في الصين, تحت اسم البرقع |
Sonra da 8-0 naylon iplikle damar anastomozu yapıp kesintili dikiş atacağız. | Open Subtitles | وسنقوم بعمل مفاغرة الوعاء بخيط 8.0 نايلون وسنقوم بعمل غرز متقطعة بسيطة |
Sonra da 8-0 naylon iplikle damar anastomozu yapip kesintili dikis atacagiz. | Open Subtitles | وسنقوم بعمل مفاغرة الوعاء بخيط 8.0 نايلون وسنقوم بعمل غرز متقطعة بسيطة |
Plastik veya naylon dişlisi var. Bir de paslanmaz çelik veya nikel dişli olanı. | TED | يحتوي على أسنان من البلاستيك أو النايلون، وهناك أسنان مصنوعة من الفولاذ المقاوم للصدأ أو من النيكل. |
işeme için çekemem ve yumurtadan çıkan naylon çoraplar içinde çekemem | Open Subtitles | لتوقف البول والنايلون الذي يأتي مع البيض البلاستيكي |
Eğer buyatak yeni değilse, Nasıl oluyor da üzerinde naylon oluyor? | Open Subtitles | لو هذا السريرِ لَيسَ بجديدَ، اذا كيف جاءُ بلاستيك على المفرشِ؟ |
Şu anda ne olduğunu biliyor musun? Çok garip bir rüya gördüm. naylon torbayla boğulup öldürülüyordum. | Open Subtitles | راودني أغرب الأحلام على الإطلاق كنت أختنق حتى الموت بكيس بلاستيكي |
Bu çoraplar. naylon, benim naylona alerjim vardır. | Open Subtitles | إنها هذه الجوارب ، إنها من النايلون و إننى أعانى حساسية من النايلون |
İyi donanımlıydılar, iyi ücret alıyorlardı, ve kızlara naylon giysiler ve dans gibi güzel şeyler verdiler. | Open Subtitles | كانوا مجهزين بشكلاً جيد ويحصلون على رواتب جيده وقد أعطوا الفتيات اشياء جيده وجديده مثل الجـوارب النايلون وولـع الرقـص |
Ama Alman kadınlarının ne istediğini bilirim. Üstelik naylon ve dokuma mallar hakkında her şeyi bilirim ve geleceği çok iyi yorumlayabilirim. | Open Subtitles | لكنني اعرف ما الذي تحتاجه النساء الالمانيات و اعلم عن النايلون و الأقمشة المنسوجة |
Tek gördüğüm geceliğiydi, o dantel, naylon gecelik... | Open Subtitles | كل ما رأيته هو ثوبها، ثوب النايلون ذو الشرائط |
naylon kumaştan ve bir kat da özel koruması var. | Open Subtitles | انها تتميز بالنسيج النايلون المغلف بطلاء واقى |
Burada naylon kaprolaktama geri dönüyor, o da halıya geri dönüyor. | TED | وهذا نايلون يتحول الى كابرولاكتام ثم الى موكيت. |
L 'Espadon sardalye al... ve naylon çorap bulmaya çalış. | Open Subtitles | و السردين الاسباني حاول أن تجد جوارب نايلون نسائية |
Bir de naylon iplik var galiba. Belki çorabındandır. | Open Subtitles | ويوجد قطعة نايلون يبدو انها كانت مغطاة الرأس |
Buraya gelmeden önce üç gece naylon içinde uyuduk. | Open Subtitles | قضينا ثلاثة ليالٍ في البلاستيك قبل المجيء إلى هنا. |
Cesedi içine koydukları naylon torbadan bir şey çıkar mı? | Open Subtitles | هلا تصل لأي شيء عن الكيس البلاستيكي الذي ألقيت فيه ؟ |
- Çeltikler için yirmi metre naylon almıştım, onu dört tane direğe gerdim. | Open Subtitles | -ماذا تقصد بالبلاستيك؟ -لقد إشتريت 20متراً من بلاستيك الحقول ووضعته على أربع جوانب. |
naylon torbayla boğulup öldürüldün. | Open Subtitles | لقد تم خنقكِ حتى الموت فعلاً بواسطة كيس بلاستيكي |
Kendilerine "naylon Bebekler" diyorlar. | Open Subtitles | الذين يرتدونها.. أنهم يدعون أنفسهم بالدمى المطاطية |
Bu bir ev dekorasyonu: Çatıya çekilmiş naylon branda. | TED | هذا هو تحسين المنزل. وضع الأقمشة البلاستيكية على السطح. |
Soyledim ya, agaclarin yanindaki cop tenekesinin icinde, naylon torbada. | Open Subtitles | أخبرتك، في صفيحة القمامة عند الأشجار في حقيبة بلاستيكية ماذا تنتظر؟ |
naylon tam bu lambanın altında olacak. | Open Subtitles | هنا بالضبط . البلاستك يجب أن يكون بالضبط , تحت هذه النقطه , حسنا؟ |
Bulduğumuz boyada hem porsuk, hem de naylon domuz kılı vardı. | Open Subtitles | في عيّنةِ الدهان الزيتي جَمعنَا، وَجدنَا كلا شَعر الغريرِ وشعر نايلونِ خشن. |