Sizi bu koridorlarda ne zaman görsem kulağınızda bir cep telefonu | Open Subtitles | الهاتف بالأذن في كل مرة أراك تمشي في الردهة |
Ayaklarının ağrıması çok tuhaf, çünkü seni ne zaman görsem oturuyorsun. | Open Subtitles | أتعلم , هذا غريب جداً أن قدمك تؤلمك لأنه في كل مرة أراك أشعر كأنك تجلس |
Onu ne zaman görsem, tuhaf bir kaşıntı hissediyorum, kurdeşen gibi bir şey. | Open Subtitles | في كل مرة أراه أحس بحكة غريبة،مثل لسعات |
Ama Liam, ne zaman görsem üzerine atlamak istiyorum. Uyum var aramızda. | Open Subtitles | لكن (ليام)، أريد القفز عليه في كل مرة أراه فيها. لدينا هذا الاتصال. |
Bak ne yapacağımı bilmiyorum. Onu ne zaman görsem çok utanıyorum. | Open Subtitles | اسمعي، أجهل ماذا أفعل، كلما رأيته شعرت بالإحراج، |
Çöpe atamam, yanıma da alamam çünkü bunu ne zaman görsem... | Open Subtitles | لا استطيع رميه و لا إبقائه ..لأني كلما رأيته |
Çünkü seni ne zaman görsem, muhakkak acil bir durum söz konusudur. | Open Subtitles | هذا آخر شئ يمكن أن أفعله، لأن كل مرة أراكِ فيها تحول بيننا المشاكل |
Onun yüzünü ne zaman görsem, bir şeyleri yumruklamak istiyorum. | Open Subtitles | في كل مرة أرى وجهه، أريد أن ألكم شيئا ما |
Seni ne zaman görsem ırk kozunu oynuyorsun Frank. | Open Subtitles | فى كل مره اراك تلعب بورقه العنصريه |
Onu ne zaman görsem "seninle olduğum için şanlısın, bunun değerini bil" gibi şeyler söylerdi. | Open Subtitles | كلما رأيته قال أني سعيده بصحبته |
Bu hüzünlü suratı ne zaman görsem, yüreğim parça parça oluyor. | Open Subtitles | يتمزق قلبي ألما في كل مرة أراكِ فيها |
Tahitililer'i ne zaman görsem şaşırırdım. | Open Subtitles | لقد كنت في حيرة في كل مرة أرى تاهيتي |
Seni ne zaman görsem ırk kozunu oynuyorsun, Frank. | Open Subtitles | فى كل مره اراك تلعب بورقه العنصريه |