Belli ki bir nedenden ötürü konuşamıyorsun. | Open Subtitles | لسبب ما فانك لا تستطيع أن تقول ما يبدو واضحا |
Ama bir nedenden ötürü polis sireni dışında hiçbir şey duymadım. | Open Subtitles | لكن لسبب ما، لم أسمع شيئاً... عدا صوت صفارة إنذار الشرطة... |
Silahlarını, mücevherlerini ve garip bir nedenden ötürü zavallı adamın başını almışlar. | Open Subtitles | أخذوا أسلحته و مجوهراته و لسبب غريب رأس الرجل المسكين |
Bir çok basit nedenden ötürü isyan ederiz örneğin nefes alamamaya başladığımızda. | Open Subtitles | نحن ببساطة ثورة ... لأنه, لأسباب كثيرة ... لم نعد نستطيع التنفس. |
Şu ana dek kanser için üretilen her tedavi başarıya ulaşmadı, ama bakmayı bırakmıyoruz, iki nedenden ötürü. | TED | جميع علاجات السرطان حتى الآن لم تنجح تماماً، لكننا لا نتوقف عن البحث، لسببين اثنين: |
Çoğu insan, bir nedenden ötürü vurulur. | Open Subtitles | اصبت بالنار معظم الناس يصابون بالرصاص لسبب |
Bir nedenden ötürü sadece ona bakmak bile beni bir farkındalığa soktu ve işin başına geçirmişti. | Open Subtitles | لسبب ما, مجرد النظر إليها رجّنى إلى حالة الإدراك التام و قضية العمل التى أمامى |
Kaderin sizi bir nedenden ötürü bir araya getirdiğinize inanmanız lazım. | Open Subtitles | عليكما أن تؤمنا بأن القدر جمعكما هنا لسبب ما |
Bunları bana verdiğinden beri bir nedenden ötürü onları dosyalatmayı erteliyorum. | Open Subtitles | منذ أن سلمتيني إياها وأنا أؤجل تقديمها لسبب ما |
Hayatımı tahmin edebileceğinden de uzun bir süre her şeyin bir nedenden ötürü vuku bulduğunu söyleyen bir adama adadım. | Open Subtitles | كرّستُ حياتي لفترةٍ أطولَ ممّا يمكن أن تتخيّل في خدمة رجلٍ أخبرني أنّ كلّ شيءٍ يحدث لسبب |
Aslında, bir nedenden ötürü yapmazdım bunu. Çünkü sanırım bu tecavüze girerdi. | Open Subtitles | لن افعل لسبب واحد ، لان هذا سوف يعتبر اغتصاب |
Şu anda uygun bir adayımız var, ...ama iyi bir nedenden ötürü orası kapalı. | Open Subtitles | صحيح الأن لدينا مرشح محتمل وهو مغلق فى البوابه لسبب جيد |
Onu bir nedenden ötürü buraya getirdik, ve o neden hâlâ mantıklı. | Open Subtitles | هو لدينا لسبب و هذا السبب لا يزال قائماً |
Bir nedenden ötürü belirli bir yerde ve belirli bir zamanda saldırdı. | Open Subtitles | لقد استهدفته فى هذا الزمن بالتحديد و هذا المكان تحديدا لسبب |
- Doktor seni bir nedenden ötürü seçti. | Open Subtitles | دكتور ، هذه المجرمة أختارتك لتشير إليك لسبب |
Seni tanımıyorum ama anlayamadığım bir nedenden ötürü seni ağlarken gördüğümde yüreğim sızlıyor. | Open Subtitles | .. لأنني لم أعرفكِ .. لكن لسبب لا أفهمه .. بعد رؤية دموعك المنهارة |
Uzaylılara gelene kadar daha birçok nedenden ötürü babasının burada olmasını istiyor. | Open Subtitles | يتمنّى الطفل أن لو يوجد أباه هنا لأسباب كثيرة، أقلّها الكائنات الفضائيّة! |
Hani tıpkı yılbaşı arifesi gibi tabii açıkça belli bir nedenden ötürü öpüşememeyi saymazsak. | Open Subtitles | تماماً مثل ليلة رأس السنة، بإستثناء التقبيل لأسباب واضحة. |
Clark ve Owen, halletmem gereken birçok nedenden ötürü sinirlerime dokunuyorlar, ...bunları halledeceğim de, ama şimdilik, biraz mesafe bizi öldürmez. | Open Subtitles | كلارك وأوين ايثيرون أعصابي لأسباب قدمت العمل بنجاح وأريد أنا، لكن الان مسافة قصيرة لن تقتلنا |
Bence iki büyük nedenden ötürü, bu bir hata. | TED | لكنّي أعتقد أن هذا خطأ، لسببين أساسيين. |
Paris'te bir vampir pek çok nedenden ötürü akıllı olmalıdır. | Open Subtitles | في باريس مصاص الدماء يجب ان يكون ماهراً لعدة أسباب |
Herhangi bir biyo imza bulmak ise birçok nedenden ötürü zorlu olacak. | TED | سيشكّل إيجاد أيٍّ من الآثار الحيويّة تحدّيًا للعديد من الأسباب. |
Pek çok nedenden ötürü, bu işe yaramamalıydı. | Open Subtitles | هذا لن يأتي بنتيجة لعدة اسباب |
Bak, Chuck anlamadığım bir nedenden ötürü senin iyi biri olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | أنظر , لأي سبب كان أنه يظن بأنك شخصٌ طيب |