Bir kavanozdaki ateşböcekleri fikri, bir nedenden dolayı, beni her zaman heyecanlandırmıştır. | TED | هذه الفكرة حول اليراعات في مرطبان، لسبب ما، كانت مثيرة فعلا لي. |
Bununbirgüldürmeilacıolmasınarağmen, aptalca bir nedenden dolayı, bundan hiç zevk almıyorum. | Open Subtitles | لكن لسبب ما أشعر بأني لم أخذ كفايتي من المتعة |
Bir nedenden dolayı birileri beni uyutmak yerine komaya sokmaya karar verdi. | Open Subtitles | لسبب ما قرر أحدهم وضعي بغيبوبة انفصالية بدلاً من إفقادي وعيي فحسب |
Şu ya da bu nedenden dolayı polislikten atılmış polisleriz. | Open Subtitles | من الشرطَة، و لسببٍ ما أو آخَر، خرجنا مِنَ السِلك |
Bu ebeveynlik tarzlarımızı, yönetim tarzlarımızı, davranışımızı motive etme şeklimizi destekliyor. Ve sorun şu ki, bu iki nedenden dolayı bilimsel olarak eksik ve geriye dönük. | TED | ذلك يغلب على معظم انماطنا الابوية والادارية في طريقة تحفيز سلوكنا والمشكلة أن ذلك علميا واهن ورجعي وذلك لسببين |
Bir nedenden dolayı patlıyor ve bunları görmeye başlıyorsunuz. | TED | ولسبب ما انفجرت وبدأت تتلقى هذه الأشياء |
Teknik olarak her şey düzgün çalışıyor ama bir nedenden dolayı çalışmayı reddediyor. | Open Subtitles | عمليّاً, من المفترض أن تعمل و لكن لسبب غير معروف, هو لا يعمل |
Annem mutluydu, ve bu beni mutlu etti, ama aslında başka bir nedenden dolayı daha mutluydum. | TED | وكنت سعيدا لسعادة أمي، لكن في الحقيقة كنت سعيدا لسبب أخر. |
Çok basit bir nedenden dolayı çok daha iyi bir şey yapacağımızı düşünüyorum: Gerçekler işte orada. | TED | وأعتقد أننا في طريقنا إلى القيام بشيء أفضل بكثير لسبب بسيط جداً: إليكم بعض الحقائق. |
Bazı bireyler genetik bir nedenden dolayı otistik olabiliyor ama bunun nedeni ailede otizm olması değildir. | TED | في حالة بعض الأفراد، بالإمكان أن يصابوا بالتوحد لسبب ذي علاقة بالجينات و لكن ليس لأن التوحد أمر وراثي في عائلتهم. |
İlk anlayışım şu; bir nedenden dolayı, şiiri insan olmakla ilişkilendiriyoruz. | TED | إذن، تصوري الأول، لسبب ما، جمعنا الشعر بصفتنا بشرا. |
Bir nedenden dolayı ben askerleri takip ettim ve küçük bir sığınağa girdik. | Open Subtitles | لسبب ما أتبعت الجنود فوجدتهم يتجهون نحو مخبأ صغير |
Bir nedenden dolayı en çok kayısı işe yarıyor. | Open Subtitles | حسنا، لسبب ما، التفكير بالمشمش يجعل العمل افضل |
Bir nedenden dolayı Jenny hiç eve gitmek istemiyordu. | Open Subtitles | لسبب ما، جينى لم تكن تريد العودة إلى بيتها |
Sadece gözleri, bir nedenden dolayı gen terapisine cevap vermedi. | Open Subtitles | فقط عيونه ، التى لسبب ما رفضت العلاج الجينى |
Sadece gözleri, bir nedenden dolayı gen terapisine cevap vermedi. | Open Subtitles | فقط عيونه ، التى لسبب ما رفضت العلاج الجينى |
Gelip benimle konuşmalısın. Tanrı seni bir nedenden dolayı sağ bıraktı. | Open Subtitles | يجب أن تتحدثى إلىٌ لأنك لازلت حية لسبب ما |
Saçma bir nedenden dolayı insanları kendime yaklaştırmakta zorlanırım-- | Open Subtitles | لسببٍ ما غبي, اواجه صعوبة في الإقتراب من الناس. |
Baylar bayanlar, geldiğiniz için teşekkürler. Basın toplantısını iki nedenden dolayı düzenledim. | Open Subtitles | سيداتي سادتي شكراً لحضوركم لقد عقدت هذا المؤتمر الصحفي لسببين |
Ve bir nedenden dolayı, tam o anda o böcek ilaçlarının hastamızın vücuduna nasıl girdiğini fark ettik. | Open Subtitles | ولسبب معيّن بتلك اللحظة كلانا إكتشف سبب دخول تلك المبيدات الحشرية إلى جسدها |
Hapisten kurtuldun ve birçok politik nedenden dolayı kayıtlar kapatıldı. | Open Subtitles | وقَد تجنّبت عقوبة السجن و خَتمْ التحقيق لعدة أسباب سياسيّة |
Neticede yanlış nedenden dolayı evlendim. | Open Subtitles | و لكن في النهاية فلقد تزوجت للأسباب الخاطئة |
Tamam, garip bir nedenden dolayı pornoda bir yabancıyla sikişmek istemiyorsun. | Open Subtitles | إنك لن تضاجعى غريباً فى أحد الأفلام الإباحية لبعض الأسباب الغريبة |
Koşularda baş dönmesi ve mide bulantısı gibi birkaç nedenden dolayı geride kalıyordum. | Open Subtitles | لقد سقطت عدة مرات من قبل لأسباب عديدة منها الاضطراب و دوار البحر |
Onu bir nedenden dolayı burada olduğu konusunda ikna etmeye çalıştım. | Open Subtitles | حاولت إقناعه، بأنه موجود في الأسفل هنا، من أجل سبب ما |
Bu ve pek çok nedenden dolayı, dünya üzerindeki varlığımız süreklilik arz etmemektedir. | Open Subtitles | لهذا السبب ولأسباب أخرى كثيرة، وجودنا على هذا الكوكب لا يبدو أنه سيدوم. |
Onunla aynı nedenden dolayı. Kendileri kaşındılar | Open Subtitles | لنفس السببِ الذي فعلوه من أجله |
Yani buraya bir nedenden dolayı geldin, değil mi? | Open Subtitles | أعني أنك قدمتَ إلى هنا من أجل سببٍ ما، أليس كذلك؟ |
Birçok haklı nedenden dolayı, uçan kameraları düzenlemek için mantıklı yasaların üretilmesi zordur. | TED | للكثير من الأسباب الجيدة، فإنه من الصعب الإتيان بقوانين راشدة، لتنظيم أمر الكاميرات الطائرة. |
Ve çok sayıda nedenden dolayı bu çöküş yaşanacak -- Malthusvari yaklaşımlar gibi, kaynakların tükenmesi. | TED | ومحتوم عليه بالانهيار لعدة أسباب شيء من الاسباب التي تتعلق بالمالتوس ,حيث تكون الموارد قد نفذت |