İhtişamlı kılıç, ejderhanın nefesiyle yaratılmıştır ve iyi olduğuna kanaat getirir. | Open Subtitles | السيف العظيم أنسل في أنفاس التنين ووجده يمر بسهولة |
Bizler beş adamız. Ateşle ve tek bir amacı olup ölmekte olan bir cadının son nefesiyle bağlandık. | Open Subtitles | نحن خمسة رجال مرتبطين سويًّا بالنار وبآخر أنفاس ساحرة مماتيّة، لغاية بعينها |
Sör Marhaus, ejderhanın nefesiyle yarattığı ihtişamlı kılıca bakar ve iyi olduğuna kanaat getirir. | Open Subtitles | سيد ( مارهاوس ) نظر إلى السيف العظيم وسله في أنفاس التنين ووجده يمر بسهولة |
Ejderha nefesiyle dövüldü. Dokunuşundan kimse sağ kurtulamaz. | Open Subtitles | مصوغٌ بنَفَس تنّين، لا يُمكن أن ينجوا أحدًا من لمسته. |
Aynı seninki gibi, bu da ejderha nefesiyle dövüldü. | Open Subtitles | إنّه مثل نصلكِ، لقد صِيغَ بنَفَس تنّين. |
Bizi yemese de nefesiyle öldürür. | Open Subtitles | لو لم يأكلنا فسيقتلنا برائحة أنفاسه |
- nefesiyle mağazayı temizleyebilir. - Kızları kesmekten başka işi yok. | Open Subtitles | أنفاسه يمكنها قشع المتجر - انه مشغول جداً في التحديق بالفتيات - |
Ejderha nefesiyle yaratılmış. | Open Subtitles | مضرمة مِنْ أنفاس التنانين |
Ryan Gosling'i mide nefesiyle öpmezdim. | Open Subtitles | أنا لن أقبل (ريان جوسلينج) بنَفَس المعدة |
- Benimle ilgisi yok. nefesiyle ilgili. - Eski patronunun nefesini koklamak istemiyor. | Open Subtitles | إن المشكلة في أنفاسه الكريهة هي لا تريد |
"Henry son nefesiyle "Ah, dostlarım..." diye bağırdığında... | Open Subtitles | "'عندما صرخ هينري و هو يلفظ أنفاسه الأخيرة 'يا أصدقائي... |