Bunu söylemekten nefret ediyorum, ama hoşuna gitse de gitmese de sen bir erkeksin ve bundan kurtulamazsın. | Open Subtitles | أنا أكره أن أقول لك هذا، ولكن ما إذا كنت ترغب في ذلك أم لا أنت رجل وانت متمسك بهذا |
İnan bana, gerçekten bunu söylemekten nefret ediyorum ama çocukların... | Open Subtitles | صدقوني ، أنا أكره قول هذا الكلام لكن الفتى على حق |
Söylemekten nefret ediyorum ama artık cinayet dedektifi değilsin. | Open Subtitles | أنا أكره أن أخبرك هذا ، ولكن انت لست محقق جرائم قتل. |
Her asker gibi, bu omuzlarımda duygusal bir yük taşıyacağım anlamına geliyordu ve söylemekten nefret ediyorum ama belimde bir silah taşıyacağım anlamına da geliyordu. | TED | وكأي جندي، هذا يعني أن أحمل عبئاً عاطفياً على أكتافي، وأكره قول هذا، لكن مسدسًا على خصري. |
Bu sevimli inekleri laboratuarlarına sürmekten nefret ediyorum ama başka bir davamız var. | Open Subtitles | أكره ان اعيد هؤلاء المنحرفون اللطيفون إلى المختبر و لكن لدينا قضية اخرى |
The Breakfast Club muhabbetinizi bölmekten nefret ediyorum ama ayılsanız iyi olur. | Open Subtitles | أكرهُ بأن أُقاطِعَ لحظتكم ."المُشابهة لفيلم"نادي الإفطار |
Affedersiniz! Toplantıyı bölmekten nefret ediyorum, ama geldiler. | Open Subtitles | اعذرنى.أنا أكره أن أوقف اجتماع الموظفين مرة أخرى لكنهم هنا |
Affedersiniz! Toplantıyı bölmekten nefret ediyorum, ama geldiler. | Open Subtitles | اعذرنى.أنا أكره أن أوقف اجتماع الموظفين مرة أخرى لكنهم هنا |
Dostum, sen bok kadar sıkısın bayım. Bunu yapmaktan nefret ediyorum ama parasını almalıyım. 60 kağıt. | Open Subtitles | أنا أكره أن أفعل هذا لكن يجب أن أغرمك ب60 دولارا |
Biliyor musun, bu işi yapmaktan nefret ediyorum, ama yine de yapıyorum. | Open Subtitles | أنا أكره الإهتمام بدفتر الحساب ولكن أقوم بذلك على أية حال |
İnsanları işsiz bırakmaktan nefret ediyorum ama birleşmelerden sonra oluyor işte. | Open Subtitles | أنا أكره وضع العاطلين عن العمل، ولكنه يحدث بعد الاندماج. |
Ben de hazır kahveden nefret ediyorum ama içiyorum, değil mi? | Open Subtitles | حسناً ، أنا أكره القهوة المجهزة لكنني أشربها ، أليس كذلك ؟ |
Bölmekten nefret ediyorum ama belki de iblis hakkında konuşmalıyız. | Open Subtitles | أنا أكره أن يقطع، ولكن ربما يجب أن نتحدث عن شيطان. |
Bak, seni rahatsız etmekten nefret ediyorum ama bana biraz yardımcı olabileceğini düşünüyordum. | Open Subtitles | انظر، أنا أكره أن يزعجك، ولكن الأول هو نوع من أمل يمكن أن تساعدوني. |
Ben de senin için hayati önem taşıyan elmas kolyeye 15.000$ harcamış olmaktan nefret ediyorum, ama ben bununla yaşamayı öğreniyorum. | Open Subtitles | و أنا أكره حقاً أنني أنفقت 15 ألف دولار على عقدك الماسي الذي لم تستطيعي الحياة بدونه لكنني أتعلم كيف أواكب الأمور |
Bunu söylemekten nefret ediyorum ama bu yaşanan ilk değildi. | Open Subtitles | وأكره بأني سأقول هذا لكن.. لكنها ليست المرة الأولى التي يحدث مثل هذا الأمر |
Bunu söylemekten nefret ediyorum ama belki birileri onun sabah içtiği kahveye bir şeyler katmıştır. | Open Subtitles | ربما كانت تتحدث على هاتفها حسناً أو ربما .. وأكره قول هذا |
Biliyorum, bunu söylemekten nefret ediyorum ama annen haklı olabilir. | Open Subtitles | أتعلمين,أكره ان اقول هذا لكن والدتك على حق |
kızlar söylemekten nefret ediyorum ama galiba zamanı geldi | Open Subtitles | أكره ان اقول هذا يافتيات أعتقد انه الوقت |
Pekala, sana bunu söyleyen kişi olmaktan nefret ediyorum ama Dave Karofsky'nin yanına taşınıyor. | Open Subtitles | حسنٌ , أكرهُ بأن أكون الشخص الذي يخبركَ بذلك لكن، إنّهُ يمضيّ قدمًا مع (ديف كاروفسكي). |