Ya da o zaman kimden nefret ettiğimi bilseydim bunu yazmıyor olacaktım. | Open Subtitles | او ربما لم اكن لاكتب هذا لو كنت أعرف حينها من أكره |
Jack, sana hiç kötü polislerden ne kadar nefret ettiğimi söylemiş miydim? | Open Subtitles | هل تذكر كم مرة قلت لك أننى أكره رجال الشرطة الفاسدين ياجاك؟ |
Jack, sana hiç kötü polislerden ne kadar nefret ettiğimi söylemiş miydim? | Open Subtitles | هل تذكر كم مرة قلت لك أننى أكره رجال الشرطة الفاسدين ياجاك؟ |
Hasta olan taraf olmaktan ne kadar nefret ettiğimi biliyor musun? | Open Subtitles | هل لديك اي فكرة كم انا اكره ان اكون مريضة ؟ |
Uğramaya bayılıyor. Habersiz uğramasından nefret ettiğimi kaç kere söyledim. | Open Subtitles | هي تحب الزيارات القصيرة، أخبرتها بمدى كرهي للزيارات القصيرة |
Ondan ne kadar nefret ettiğimi artık biliyor. | Open Subtitles | حسنا .. هو الآن يعلم إلى أى حد أنا أكرهه |
O şarkıdan niye bu kadar nefret ettiğimi hiç anlamadım. | Open Subtitles | تعرف، انا لم اعرف ابدا لماذا كرهت تلك الاغنية بشدة |
Daha önce bodrumlardan ne kadar nefret ettiğimi size söylemiş miydim? | Open Subtitles | هل قلت من أي وقت مضى أي شخص كم أكره القبو؟ |
Onu söylemekten bile nefret ettiğimi söyledi. | Open Subtitles | لقد قلت الكلمة إنه يقول أننى أكره أن أقولها |
Artık komik değil. Tutsaklıktan nefret ettiğimi biliyorlar mı? | Open Subtitles | هذا ليسَ مزاحاً هل يعلمون أني أكره السجن ؟ |
Şefkatinden ve sadakatinden, varlığının temizliğinden ve kesinliğinden nefret ettiğimi söyledim. | Open Subtitles | أخبرتها بأني أكره حنانها وإخلاصها وكونها أنيقة جدًا ودقيقة |
Elimde bu yüzükle iki eyaletin üstünden uçtum ve uçmaktan nefret ettiğimi bilirsin. | Open Subtitles | حاولي ألا تأخذك الحماسة. سافرت عبر ولايتين وأنا ممسك بهذا الخاتم، وتعرفين كم أكره الطيران. |
biliyorsun, ben bir sanat eleştirmeni değilim, ancak neyden nefret ettiğimi bilirim ama bundan nefret etmedim tablon çok cesur ancak yinede güzel ve az da olsa önemli olan şu ki; genital organımı komik çizmediğin için teşekkürler öyle yaptım sanıyordum! | Open Subtitles | لست منتقداً فنياً ولكن أعرف ماذا أكره وأنا لا أكره هذه لوحتك جريئة ولكن جميلة |
Son anda aradığım için üzgünüm. Son anlardan nefret ettiğimi bilirsiniz. | Open Subtitles | - أعتذر عن إتصالي في الدقيقة الأخيرة، تعرف كم أكره ذلك |
Uyuşturucudan nefret ettiğimi biliyorlar, bu nefret yüzünden ve onları sevdiğim için burada olduğumu biliyorlar. | Open Subtitles | يعرفان بأني أكره المخدرات. وأني هنا بسبب كُرهي للمخدرات وبسبب حبي لهما. |
İki yüzlü kanunlardan nefret ettiğimi biliyorsun ama arabayı sen sürüyorsun Fiona. | Open Subtitles | انظرو انتم تعلمون اني اكره مخالفة القانون لكن فيونا انت تقودين ؟ |
Kesinlikle dışarı sigara içmeye gitmemiştir çünkü bundan ne kadar nefret ettiğimi biliyor. | Open Subtitles | حسناً ، هي بالتاكيد ليست بالخارج لتدخن سيجارة لانها تعرف كم اكره ذلك |
Buradan ne kadar nefret ettiğimi kelimelerle ifade edemem. | Open Subtitles | يا رجل , الكلمات لا تكفي للتعبير عن مدي كرهي لهذا المكان |
"Babamı sevmiyorum. Bazen ondan nefret ettiğimi hayal ediyorum." | Open Subtitles | أنا لا أحب والدي وأتساءل في بعض الأحيان إذا أنا لا أكرهه |
Ben de Çavuşlardan nefret ettiğimi söylesem çok anlamlı olurdu, değil mi? | Open Subtitles | افترض انني قلت انا كرهت دوما ذوي رتبة رقيب هذا سيكون منطقيا جدا ألن يكون؟ |
Bana bile bu oyunları oynatmayı başardı, ve bu tarz şeylerden ne kadar nefret ettiğimi bilirsin. | Open Subtitles | حتى أنّه حملني على لعب تلك الألعاب و أنتَ تعلم كم أمقت تلك الأشياء |
İnsanlar bir teröriste dönüştüğümü, ülkemden nefret ettiğimi söyleyecekler. | Open Subtitles | الناس سيقولون أنّني تحوّلتُ لـ إرهابي، و أنّني أكرهُ وطني. |
Niles operaya yalnız gitmekten nefret ettiğimi biliyorsun. | Open Subtitles | أوه، النيل، تَعْرفُ أَكْرهُ ذِهاب للأوبرا لوحده. |
Senden ne kadar nefret ettiğimi tahmin edemezsin. | Open Subtitles | ليس بمقدورك أن تبدأ بمعرفة مدى كراهيتي لك |
Ondan neden nefret ettiğimi öğrenmek ister misin? | Open Subtitles | أتود أن تعلم لماذا قد كرهته ؟ لأنه كان مُحقاً |
Sana hoşça kal demeyi ve senden hep nefret ettiğimi söylemeyi istedim. | Open Subtitles | حسناً, كنت أريد فقط أن أودعك و أن أخبرك بأني لطالما كرهتك |