Umuyorum ki, bu konuşmanın sonunda bir seçim yaparak benimle birlikte nefrete karşı duracaksınız. | TED | أنا آمل أنه بنهاية كلامي اليوم أنتم ستختارون وتشاركوني للوقوف ضد الكراهية |
İmgelem olsalar da, yarışta kalarak onların olmasını engelliyorum, nefrete karşı ayakta durup Hewitt'in yanıldığını ispatlayarak. | Open Subtitles | حتى لو انهم مجرد رؤى انا اوقفهم عن الحدوث بالبقاء فى السباق بواسطة أخذ موقفا ضد الكراهية |
Kendi hatrınız için. Onların hatrı için.'' Diğer eylemcilerin yanı sıra, nefrete karşı göz kamaştıran bir kampanya yürüttü. | TED | لمصلحتك. لمصلحتهم." جنباً إلى جنب مع ناشطين آخرين، أشعل حملة قوية ضد الكراهية. |
nefrete karşı savunmayı planlıyoruz. | Open Subtitles | نحن ندافع ضد الكراهية |