Derisinde kimyasal maddeler çıktı. Boya, neft yağı, çamaşır suyu. | Open Subtitles | و قائمة كيماويات وجدت على بشرته طلاء مجفف, تربنتين, منظف |
ister 1.5 kilotonluk bir bombayla, ister bir kavanoz neft yağı Ve matkapla, | Open Subtitles | سواء قمت بها باستخدام 1,000 رطل قنابل أو بعلبة تربنتين ومثقب آلي |
Bu alet, bütün strafor kaplarını tek tek, yavaşça gaz yağı, propilen gazı, neft yağı hidroklorik asit ve asetonla dolduruyor. | Open Subtitles | تَمْلأُ هذه الأداةِ ببطئ كُلّ كأس " بوليسترين " لفوق ، " بالكيروسان " ، " بروبيلان " ، " تربنتين " .... |
Senin kimsenin üzerine neft yağı dökmeni istemiyorum | Open Subtitles | وأنا لا أريدك تصبّ التربنتين على أي أحد |
Bazılarının yeri kolayca doluyor mesela yumurta sarısı, neft yağı ve gül yağı. | Open Subtitles | بعضها تم تبديلها بسهولة-- صفار البيض, زيت التربنتين, وزيت الورد |
- neft yağı. | Open Subtitles | - تربنتين. |
neft yağı içip sarhoş olunca anlardı. | Open Subtitles | "من زيت التربنتين ، كانت تتفهم الأمر" |
neft yağı içmem. | Open Subtitles | لا أشرب زيت التربنتين |
Hayır, hayır, hayır. Bu neft yağı. | Open Subtitles | لا ، لا ، لا إنه التربنتين |