Tuna nehrindeki sınır da daima bir sorun olmuştu ve anlaşılan daima da olacaktı. | Open Subtitles | و كانت الحدود المطلة على نهر الدانوب تمثل مشكلة دائمة و في وائع الامر ستظل تمثل مشكلة |
Saigon nehrindeki yayınbalığı trol gemisiyle senden uzaklaşmıştım. | Open Subtitles | حصلت بعيدا منك على متن أن سفن صيد سمك السلور على نهر سايغون. |
Chicago nehrindeki Hotchkiss Gould Yatırımcılık binasının tepesindeler. | Open Subtitles | إنّهم على سطح مبنى على نهر "شيكاغو." إنّهم فوق مدرسة "هوتشيس" للإستثمارات. |
Chicago nehrindeki Hotchkiss Okul Yatırımcılık binasının tepesindeler. Her şeyi kontrol eden bir sütun var. | Open Subtitles | بقمة مبني على نهر شيكاجو "إنه مدرسة "هوتشيس |
Mosell nehrindeki tembel yaz öğlenlerini özlüyorlarmış. | Open Subtitles | يقولون بأن أكثر ما يفتقدونه, هو وقت مابعد الظهيرة الكسول.. على نهر (موسيل) |
Han nehrindeki Bam Adasını biliyor musunuz? | Open Subtitles | تعرف جزيرة بام على نهر الهان؟ |
Sindhu nehrindeki baraj tüm bölgeyi etkiliyor. | Open Subtitles | ... "السدّ المُقان على نهر "سيندهو يُؤثّر على المنطقة بأكملها |
Fransız ve İngiliz uçakları Meuse nehrindeki köprübaşlarını bombalıyordu. | Open Subtitles | شهد الرابع عشر من مايو نشاطاً مسعوراً لطائرات الحلفاء قاذفات القنابل الأنجليزيه و الفرنسيه قامت بمحاولة ( قصف شجاعه للجسور الممتده على نهر ( الموز |
Sindhu nehrindeki barajı kaldırmak bizim için daha yararlı mı? | Open Subtitles | ... "هل بناءنا لسدّ على نهر "سيندهو قد حقّق لنا أيّ فائدة؟ ! |