nikel demir meteroitler, başka bir deyişle metal de kızıl görünebilir. | TED | النيازك المكونة من النيكل حديد أي المعادن، يمكنها أن تبدو حمراء. |
Yani çekirdek nikel ve demirden çok daha ağır bir şeyden oluşuyor olmalı. | Open Subtitles | لذا الصميم يجب أن يكون مصنوع من شيء ما أثقل من النيكل والحديد |
Ölü adamın kemik profilinde kurşun ve nikel izleri var. | Open Subtitles | هنالك أثار لرصاص و مادة النيكل في ملف الرجل الميت |
Bu klasik bir tip, modası geçmeyenlerden, bu yüzden balık sırtı deseninde, nikel kaplı olarak yaptık. | TED | هو نوعًا ما كلاسيكي، يفتقد للوقت ذلك النوع من الشخصيات، لذا استخدمنا صوف خشن متعرج ولكن في نيكل مصقول. |
Yaraların içinde cinayet silahından bulaşan pirinç ve nikel izlerine rastladım. | Open Subtitles | فوجدت على آثار للنحاس و النيكل تغطي مكان أثر سلاح الجريمة |
Ve bunlar çelik, mika, plastik, bakır ve nikel idi. | TED | سوف ابدأ بالفولاذ .. البلاستيك .. النحاس النيكل و معدن الميكا |
Plastik veya naylon dişlisi var. Bir de paslanmaz çelik veya nikel dişli olanı. | TED | يحتوي على أسنان من البلاستيك أو النايلون، وهناك أسنان مصنوعة من الفولاذ المقاوم للصدأ أو من النيكل. |
Fark ettiğinizi gibi kendisine ait nikel kadmiyum bir güç kaynağı var bu yüzden de telefon hattından saptanması mümkün değil. | Open Subtitles | لاحظو هنا مصدر الطاقة المستقل المصنوع من النيكل و الكادميوم و لا يمكن تعقبها على الخط |
O... o zaman eğer Lionel bir bozuk para koleksiyoncusuysa bu kemiklerindeki nikel ve kurşun seviyelerini açıklıyor. | Open Subtitles | إذا كان ليونيل يجمع العملات فإن ذلك يفسر مستويات الرصاص و النيكل في عظامه |
Kimsenin daha önce yemediği kadar nikel yiyeceğim. | Open Subtitles | سآكل المزيد من النيكل ما لم يأكله أحد من قبل |
İçeriğinde potasyum, nitrojen, sülfür, karbon, nikel ve demir var. | Open Subtitles | آثار البوتاسيوم و النيتروجين والكبريت والكربون، النيكل والحديد. |
İçinde nikel olsa bile yine de çok pahalı. | Open Subtitles | لو أن هناك محتوى النيكل المخفف إنه ثمين جداً |
nikel kaplamanın yaygın olarak kupa, rozet ve mücevher yapımında kullanıldığını öğrendim. | Open Subtitles | و عثرتُ على أنّه يشاع استخدام النيكل بطلاء الجوائز ، والشارات ، والمجوهرات ولكن لم يكن هناك شيء مما صادرناه من الطائرة |
nikel, zımparalanmış nikel, krom veya zımparalanmış krom? | Open Subtitles | النيكل، أم النيكل الأملس، أم الكروم، أم الكروم الأملس؟ |
Çelik, nikel ve radyum üzerine işlenmiş altın kaplama. | Open Subtitles | نغمتين الذهب على الصلب، النيكل والروديوم. الذهاب لنحو 40 دولارات. |
Bak, perdeler nikelden ve nikel klora maruz kaldığında böyle tepki verir. | Open Subtitles | الأطواق مصنوعة من النيكل والنيكل يتفاعل هكذا عندما يتعرض للكلور |
Ortası alüminyum-bronz, çevresi nikel bakırı-çinko. | Open Subtitles | بمركز من الألمنيوم و البرونز وحلقة خارجية من النيكل النحاس و الزنك |
Bak şuna. nikel olaylarından bıktıysan beni bir ara. | Open Subtitles | تأكّد من هذا, عندما تكون متعب نيكل ودمينغ سيعطوني تعبير |
Ama Bender farklıydı. Bender'da %0.04 nikel katkısı vardı. | Open Subtitles | لكن بيندر كان مختلفاً كان لديه 4% شوائب نيكل |
Çavdar kelimesinin Almanca "pompacı" ve "nikel" kelimelerinden türediğini ve "yellenen cin" anlamına geldiğini biliyor muydun? | Open Subtitles | هل تعلمين أنّ تسمية الخبز الألماني مُشتقّة من كلمتيّ "بامبِر" و "نيكل" وهذا يُمكِن ترجمته تقريبيّاً إلى "شخص غبي"؟ |
Bu bir nikel alaşımlı altın kaplama manikür pensi ve nerede canım isterse orada manikür yaparım. | Open Subtitles | هذا مطلي بالذهب والنيكل ومنحوت من جنوب الدنمارك, وسوف انحت اظافري |
%25 ise saf nikel dolayısı ile az bulunur ve dünyanın nikele ihtiyacı var | Open Subtitles | لكن يوجد الكثير من العملات في العالم والعالم يحتاج للنيكل من أجلها |
Evet, bu nikel kaplama paten ayakkabıları. | Open Subtitles | نعم، هذا الحذاء , حذاء الأبطال المطلي بالنيكل. |