Danny şimdiden Noel hediyesini aldım. | Open Subtitles | داني, أنا مسبقاً أحضرت لها هدية عيد الميلاد |
Ve sana, alacağın en büyük Noel hediyesini vereceğim. | Open Subtitles | و سأعطيك أكبر هدية عيد الميلاد |
Çocuğunun Noel hediyesini unutunca karısının erkekliğine son verdiği adam hastalığı. | Open Subtitles | لأنه نسي هدية عيد الميلاد لولدهم |
Ben senin geleceğinden emin olmak ve de bu genç hanıma Noel hediyesini vermek istemiştim. | Open Subtitles | أتيت لأتأكد من مجيئك ولأعطي شابة صغيرة هديتها بمناسبة عيد الميلاد |
Seninle sadece ona alacağım Noel hediyesini konuşmak istedim. | Open Subtitles | أرغب بمناقشة هديتها للعيد |
Sabah erkenden, Brad'e Noel hediyesini vermeye gittim. | Open Subtitles | ذهبت لبراد صباحا لإهدائه هدية العيد |
-Diyelim ki Lisa bana Noel hediyesini önceden verdi. İtibarımı. | Open Subtitles | فلنقل إن (ليسا) أعطتني هدية العيد مبكراً ، الكرامة |
Noel Baba, sana gelmiş geçmiş en büyük Noel hediyesini veriyorum. | Open Subtitles | (سانتا) ، سأعطيك أكبر هدية (عيد الميلاد) لكل هذا أنا ! |