"nolan'ı" - ترجمة من تركي إلى عربي

• نولان

Hem onu hem Nolan'ı bu çılgınlıktan koruma sorumluluğunu hissediyordum.
لحِمايتهما وحماية نولان مِنْ ذلك الجنونِ

Bak, eğer bunları parça yapıyorsa, Nolan'ı bulmak zorundayız.
اسمع، إن كانت القطعة الأثرية هي من يفعل هذا، فعلينا أن نجد نولان

Komşularım çok yüksek sesli bir parti veriyorlardı bu yüzden bende öfke kankası şeyini kullandım ve Lacey ve Nolan'ı aradım ve onlarda gelip beni sakinleştirmeye çalıştılar ve sonrasında her şey kontrolden çıktı.
جيراني كانوا يقيموا حفلة صاخبة جدا لذا استخدمت موضوع الصديق الغاضب خاصتك و اتصلت بلاسي و نولان

Her şey için Nolan'ı suçlayarak acele etmiş olabilirim.
تعلمين ربما قد كنت متسرعاً بإلقاء اللوم على نولان بخصوص كل شيء

Zavallı, tatlı Nolan'ı bir otobüs dolusu psikopatın arasına koymasaydın şu an haberlere ihtiyacı olmazdı.
حتى انه لن تحتاج الأخبار إذا كنت لم يضع الفقراء، نولان الحلو المسؤول عن حفنة من المرضى النفسيين خطير.

Bugün Nolan'ı itiraf ettirecektim.
لقد حاولت بأن أجعل نولان يعترف بأنه هو وإيميلي

Defiance'da daha önce... Nolan'ı bulamadım. Biri onu götürmüş.
سابقا في ديفاينس لم أرى نولان.شخص ما أخذه

Bir sürü ceset ve kan var ama Nolan'ı görmedim.
هناك الكثير من الأجسام والدمّ، لكنّي لم أرى نولان.

Nolan'ı ortak düşmanımızdan kurtarmayı kendine görev edindi.
أخذه على نفسه لإنقاذ نولان من عدونا المشترك.

Bana Büyük Gün içinde bir yer veren Nolan'ı bulacak kadar talihliydim.
كنـُـت محظوظة جداً لأني وجدتُ نولان والذي قادني نحو اليوم العظيم

Nolan'ı çok iyi tanıyorum, yani hırsını biliyorum.
أعرف نولان جيداً وأعرف حجم طموحاته ايضاً

Kayıtlarda, amiri, Teğmen Nolan'ı "ölüm makinesi" olarak adlandırmış.
في الأوراق، ضابطه الأعلى منه وصف الملازم "نولان" أنه آلة قتل.

Dün onu ve bay Nolan'ı dışarıda konuşurlarken görmüştüm.
لقد شاهدته يتحدث مع السيد "نولان" في الخارج يوم أمس.

Sonra eve gittim ve Nolan'ı gördüm.
وبعد ذلك ذهبت الى البيت ورأيت نولان

Bir taneyi paylaşmaları, Nolan'ı öldürmesini engellemek için bazı değişimler olmasına neden oldu.
وعندما حدث ذلك أجبرت الشريحة على إجراء بعض التعديلات حتى لا تقتل (نولان).

Nolan'ı duydun. Onları öldürmeliyiz.
أنتِ سمعت نولان اطلقي النار للقتل

Hayır, artık Nolan'ı hissetmiyorum.
لا. لا، أنا لا أستطيع إحساس نولان أكثر.

Ona Nolan'ı göndermemiz lazım. Yoksa kasabaya zulüm edecek.
نحن يجِب أنْ نرسله (نولان) أو هو سيعذب القرية

Alt tarafı Nolan'ı etkilemeye çalışan bir avuç dallama.
إنهم مجموعة من الحمقى يحاولون أن يثيروا إعجاب (نولان)

Nolan'ı bırakmamalısın. Bir ressam bulduğunda, mutlaka muvaffak olurlar.
عليكِ البقاء مع (نولان)، فحينما يكتشف فناناً، فهم ينجحون