- Parayı bölüşeceğiz. Sorun yok. - Sorun yok mu Nugget? | Open Subtitles | سنقتسمها , إنها ليس مشكلة كبيرة ليست مشكلة كبيرة , نجت ؟ |
Ben burada Nugget'ın sapık babası ile uğraşırken o lezbiyenlerle seks mi yapıyor? | Open Subtitles | انا كان يتم التحرش بي بواسطة والد نجت الحقير , وهو كان يضاجع السحاقيات ؟ |
Alo Peter, ben Kate. Nugget yüzünden bar bomboş. | Open Subtitles | مرحبا يا بيتر , إنها كيت الحانة فارغة بسبب نجت |
Bay Darion Nugget Oteli kumarhanesinde çalışıyordu. | Open Subtitles | موظف بفندق و كازينو ناجيت برينو في ولاية نيفادا |
Bay Darion Nugget Oteli kumarhanesinde çalışıyordu. | Open Subtitles | موظف بفندق و كازينو ناجيت برينو في ولاية نيفادا |
Atlantic City'den Golden Nugget Ballydeki şovumla ilgili güzel şeyler duymuşlar | Open Subtitles | ذلك فندق غولدن ناغيت أيضاً في أتلانتيك سيتي. |
Beni burada bırak Nugget! Benimle ilgilenmeye gelen hemşireyi bekliyorum. | Open Subtitles | إتركني هنا نجت , سوف تأتي ممرضة للإعتناء بي |
Bayan Nugget, bu gerçektende göründüğü gibi değil. | Open Subtitles | سيدة نجت , هذا حقا ليس كما يبدو |
Umarım günün her dakikası ikide bir arkanızı kontrol edip "acaba Nugget şimdi mi intikam alacak" diye düşünmek sizin için sorun olmaz. | Open Subtitles | أرجو أنكم لا تمانعون الإنتباه لأنفسكم كل دقيقة من كل يوم , تفكرون ... هل سينتقم منا نجت اليوم ؟ |
Ve başlamadan önce bu zor anımızda yardımlarını esirgemeyen sevgili arkadaşımız Nugget'a teşekkür ederiz. | Open Subtitles | شكراً , وقبل أن نبدأ أريد شكر أفضل أصدقائنا نجت ... والذي ساعدنا خلال وقت صعب جداً و |
Eğer sen olmasaydın bunu asla başaramazdık. Tekrar teşekkürler Nugget. | Open Subtitles | لولاه , لن يكون هذا ممكناً شكرا نجت |
- Kate yardımına ihtiyacım var. - Ne istiyorsun Nugget? | Open Subtitles | كيت , احتاج مساعدتك ماذا الأن نجت ؟ |
Çöplük gibi kokuyorsun Nugget. Benden uzak dur. | Open Subtitles | نجت رائحتك كالقمامة , إبتعد عني أرجوك |
Sorry Nugget, you ain't got no Lance Armstrong. | Open Subtitles | أسف نجت , لا يوجد لديك لانس أرمسترونج |
Nugget, Nugget nugget, Nugget nugget, Nugget, Nugget nugget, Nugget, Nugget, Nugget. | Open Subtitles | ناجيت، ناجيت ناجيت،ناجيت ناجيت،ناجيت،ناجيت |
Ama Golden Nugget'ta şehrin en iyi pirzolası var, tabii... | Open Subtitles | لكن... "جولدن ناجيت" لديه أفضل مشويات في المدينة |
Üzgünüm çocuklar, Nugget yok maalesef. | Open Subtitles | متأسفة يأطفال ليس هنالك ناجيت |
Ama o kocaman tüylü başlıkla Golden Nugget'in ana sahnesinde. | Open Subtitles | المشكلة هي القبعة الريشية الضخمة تبدو وكأنها إحدى موظفات فندق (غولدن ناغيت) |
Nugget, ekranlarda kakao vadeli işlemlerini gördüğün an, ...hedefine doğru koşacaksın ve satırını okuyacaksın! | Open Subtitles | (ناغيت)، في اللحظة التي ترى بها الشاشات تتحرّك إلى عقود الكاكاو الآجلة، ذلك عندما تمرّ أمام الهدف وتقول جملتك! |
Nugget üsse geri döneceğim. | Open Subtitles | (ناغيت). لقد تركته في القاعدة. |
Ve her anasınıfı öğrencisi, eğer bu şehirde suç işlenecekse bu suçun işleneceğin son otelin Golden Nugget olacağını bilir. | Open Subtitles | وكل طالب حضانة يعرف ان تجمع الناس بالمدينة فالفندق الاخير الذي سيقصدونه سيكون ,ذا كولدن ناكيت. |
Kızım, dün geceden beri stres atmak için Nugget yiyorum. | Open Subtitles | يا فتاة، أنا أتناول قطع الدجاج بإفراط منذ الليلة الماضية. |