Yani bu tesisler "Nuh'un Gemisi" gibi bir şey mi? | Open Subtitles | لذا أيُفترض بهذا المركز أن يكون سفينة نوح الخاصة بهم؟ |
Tanrı yeryüzündeki insanları yok etmeden önce Nuh'tan bir gemi inşa etmesini istedi. | TED | قبل أن يهلك الإله الناس على الأرض، أمر نوح أن يبني السفينة. |
Nuh gemiyi tamamladığı zaman, İnanıyorum ki; biri bir şarkı çalmaya başladı. | TED | وعندما أنتهى نوح من بناء السفينة، أفهم أن شخص ما بدأ بتقطيع أغنية. |
- Allah önce de konuştu insanlarla İbrahim, Nuh, Musa, İsa ile... | Open Subtitles | لقد تحدث الله إلينا من قبل من خلال إبراهيم , ونوح , و موسى , و من خلال عيسى المسيح |
Ah, hayır, Nuh üzümleri yetiştirip, şarabı icat edip, sarhoş olmuş ve ahırında çıplak kendinden geçmişti. | TED | لكن لا، لقد كان نوح هو من زرع العنب و ابتكر النبيذ، و شرب حتى الثمالة و فقد وعيه في مخزنه. |
Fakat Nuh'un gemisi konusunda burada görünmeyen çok daha temel bir hata var. | TED | ولكن كان هنالك خطأ كبير جداً في قصة سفينة نوح نفسها والتي ذكرت في تلك الصورة |
Ve Nuh suların çekildiğini görmek için kuzgunu gönderdi. | Open Subtitles | و أرسل نوح الغراب لمعرفة ما إذا كانت المياه إنحسرت عن الأرض |
Nuh imanla bir gemi yaptı bu evi kurtarmak için. | Open Subtitles | نوح الذى بالإيمان أعد فلكاً لإنقاذ هذا البيت |
Kötü haber istersem, Nuh ve sel hikayesini okurum. | Open Subtitles | إن أردت الأخبار السيئة سأقرأ عن نوح والطوفان |
Allah daha önce de buyurmuş aynı şeyleri. Nuh' a, Musa' ya, İsa' ya, bütün peygamberlere. | Open Subtitles | إذا كان الله قد آوحى ذلك من قبل , إلى نوح , و موسى , و عيسى إلى كل الرسل و الأنبياء |
Nuh'un gemisine ait olduğunu sandığımız tahta parçaları bulduk. | Open Subtitles | ولقينا خشب قديم ممكن تكون سفينة سيدنا نوح |
Tufanda sular, Nuh ve hayvanları dışındakileri her yeri örttüğünde bunu yapan da Lokiydi. | Open Subtitles | عندما أغرقت المياة كل شئ ماعدا نوح وكل حيواناته |
Ve Nuh'un o kadar hayvanı bir gemiye sığdırdığına da. | Open Subtitles | ولا أصدق أن نوح أخذ كل تلك الحيوانات إلى داخل القارب |
Nuh'un efsanesini biliyorsun, 40 gün boyunca yağmur yağdı. | Open Subtitles | كما تعلم سفينة نوح , أمطرت لمدة أربعين يوما |
Nuh'un efsanesini biliyorsun, 40 gün boyunca yağmur yağdı. | Open Subtitles | كما تعلم سفينة نوح , أمطرت لمدة أربعين يوما |
Kuşlar Nuh'un Gemisi'ne geri dönmüşlerdi. | Open Subtitles | وجدت الحمامة طريقها يعود ذلك إلى سفينة نوح |
Bob'u kıskanabileceğim tek neden Nuh'un gemideki en geniş yeri ona vermiş olması. | Open Subtitles | السبب الوحيد الذي أغار فيه من بوب أنني سمعت أن نوح أطلق عليه رصاصة في سفينته |
Seni seviyorum, Nuh. | Open Subtitles | أنا أحبك، ونوح. |
Alternatifsiz, Nuh Projesi tüm bunları bitirmek için en etkili yol gibi duruyor. | Open Subtitles | مع عدم وجود بديل، يبدو أن مبادرة (نوا) هي أنجع الطرق لإنهاء الأمر |
Sadece Nuh ve gemisinde bulunanlar sağ kaldı. | Open Subtitles | وبقى نوحاً فقط حياً و من كان معه فى الفلك |
Bakalım Nuh'u dünyanın sonunu getirmesine engel olabilecek miyim? | Open Subtitles | أعطِني دقيقةَ واحدة التي أنا سَأُحاولُ إقْناع نو |
Nuh'un Gemisi'ne sığınamayan kötü yaratıkların soyundan değilsin. | Open Subtitles | ولستِ سليلة تلك المخلوقات المشؤمة التي لم تستطع النجاة في "الفُلك" |
Kargalar, Ham'ın soyundan Nuh'un oğullarıdır, babaları tarafından esmer olmaları için lanetlenmiştir. | Open Subtitles | الغربان هم من سلالة حام ابن نوح وقعت عليه لعنة أبيه فصار أسوداً |