| Bu talihli oğlanın bir akvaryumda mutlu ve uzun bir ömrü olacak. | Open Subtitles | الفتى المحظوظ سيكون عِنْده عمر طويل وحياة سعيدة في حوضِ السمك |
| Ve lanet zencinin şakıyacağı tek isim... beyaz oğlanın sıska kıçı olacak. | Open Subtitles | والاسم الوحيد الذي سيقوله ذلك الزنجي اللعين هو اسم الفتى الأبيض. |
| oğlanın üstünde yeni bir takım elbise, kolunun altında da bir yığın değerli kitap var. | Open Subtitles | الصبي لديه حله من الملابس الجديده فوق ظهره, ومجموعهمنالكتبالقيمهتحتذراعيه.. |
| Bu çok kötü. oğlanın istediği ilgi senden gelmeli. | Open Subtitles | هذا أمر مؤسف، لأن الانتباه الذي يتمناه الصبي يجب أن ينبع منك. |
| Bay Talbot'un dediği gibi bir kız, oğlanın kendine sayılı olmasını sağlamalıdır. | Open Subtitles | انه مثلما قال السيد تالبوت. الفتاة يجب ان تجعل الولد يحترمها |
| Bak. oğlanın saçları tıpkı seninki gibi öne taranmış. | Open Subtitles | إنظر , الولد لدية شعر أمام حواجبة مثلك تماماً |
| Ve oğlanın ablasını korumak zorunda kaldığı gün gelmiş. | Open Subtitles | وبعد ذلك جاء اليوم الذي كان لا بدّ على الفتى أن يحمي أخته. |
| Şimdi dinle, ihtiyar, oğlanın "seni öldüreceğim" dediğini cesedin düştüğünü duydu, sonra da çocuğu kaçarken gördü, doğru mu? | Open Subtitles | الرجل العجوز في الشقة السفلية سمع الفتى يصرخ "سأقتلك"؟ وسمع صوت سقوط الجسم ثم رأى الفتى وهو يهرب.أليس كذلك؟ |
| oğlanın ve annesinin kemiklerini yıllar sonra bulmuşlar. | Open Subtitles | وجدوا عظام الفتى و والدته بعد عدّة سنوات. |
| oğlanın komşu kızının talibi olduğunu düşündüğünü söylüyor. | Open Subtitles | تقول أنها تعتقد أن الفتى ربما يكون في الواقع هو جار الفتاة الذي سيتقدم لخطبتها |
| Kapının arkasındaki kardeş... oğlanın varlığını fark ediyor. | Open Subtitles | الشقيقة، التي خلف الباب تلاحظ وجود الفتى |
| Var olan tek polis aktivitesi, oğlanın evinin yakınında olan bir hırsızlık raporu. | Open Subtitles | النشاط الوحيد للشرطة هو تقرير عن إقتحام قرب شقة الفتى اين ؟ |
| Birinci Adım: Beraber yapabileceğiniz bir aktivite bul. oğlanın, ilgilendiği bişi var mı? | Open Subtitles | الخطوة الأولى، ابحث عن نشاط مشترك، هل لدى الصبي أي اهتمامات؟ |
| Orda öyle dikilip oğlanın ders verişini mi izleyeceksin? | Open Subtitles | هل ستقف مكتوف الأيدي وتدعُ الصبي يضعك في موقف مخزٍ |
| oğlanın adı Antwone Fisher. Bu Jess'in ablası Eva Mae. | Open Subtitles | الصبي اسمه أنطون فشير تلك أخت جيس، إيفا ماي |
| Bu, oğlanın diğerlerinden farklı olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | و هذا ما سيؤدي إلى إنفصال الصبي عن الأخرين |
| Bak. oğlanın saçları tıpkı seninki gibi öne taranmış. | Open Subtitles | إنظر , الولد لدية شعر أمام حواجبة مثلك تماماً |
| İyi niyet, oğlanın cesedi dışında bir şey getirmez. | Open Subtitles | هل تفهم ذلك ؟ والنوايا الطيبة لن تنقذ حياة الولد |
| Elsa, neden kenara çekilip, oğlanın biraz nefes almasına fırsat vermiyorsun? | Open Subtitles | إلسا، لماذا لا تبتعد، وإعطاء الولد بعض فسحة للتنفس؟ |
| Bir oğlanın görevi annesini korumaktır, kimden olursa olsun, annesinden bile olsa. | Open Subtitles | واجِب الإبن هوَ حمايَة والدتهُ بغَض النظَر مِمَن، حتى لو كانَ والدُه |
| Hanımefendi Jo oğlanın bunu tek başına planladığını hiç düşünmeyip onun yerine annesinin canını ve bunun yanı sıra fazladan hizmetkârının bacağını da aldı. | Open Subtitles | السـيدة جو ، لم تـفكر فى ان الصبى لم يخطط لهذا الامر لوحده واخذ حياة والدته عوضاً عن هذا بـِ الاضـافة الى الحـاشية المرافقة له |
| Onlara geçen yaz kalbimi kıran iki oğlanın adını verdim. | Open Subtitles | نعم أطلقت عليهم أسماء فتيين قد فطرا قلبي الصيف الماضي |
| Sakin ol Ed. oğlanın sinirleri gergin. | Open Subtitles | تحلي بالهدوء، إد الحالة النفسية للولد مضطربة |
| oğlanın cezasının ne olacağına karar verdim. İlk olarak, evden dışarı çıkmayacak. Evden çıkmak yok, okul için bile. | Open Subtitles | قررت عقاباً للفتى ، أولاً إنه محروم، لن يبرح المنزل حتى لو للمدرسة |
| Senin oğlanın yaptığı saçmalıklara benzemiyor. | Open Subtitles | لا يبدو وكأنّ ولدك علامة بارزة على الغباء. |
| - oğlanın içtiğini söyledin. | Open Subtitles | - قلتي لي بأنه كان يدخن الماريغوانا. - هذا ماقالته لي سكايلر. |