ويكيبيديا

    "oğluyla" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • ابنه
        
    • ابن
        
    • ابنها
        
    • إبنه
        
    • إبنها
        
    • أبنه
        
    • أبن
        
    • بابنها
        
    • وابنه
        
    • بابنه
        
    • أبنها
        
    • ولده
        
    • ولدها
        
    • بأبنه
        
    • بابن
        
    Maalesef bu da, cumartesi sabahları oğluyla birlikte çıktıkları bisiklet turuna engel oldu. Open Subtitles لسوء الحظ, تعارض ذلك مع جولة السبت الصباحية حيث كان يصطحب ابنه فيها
    Hayır. Hayır. Sen oğlunla dalga geçtin, o da kendi oğluyla. Open Subtitles لا، لا، فقد سخرت أنت من ابنك وسخر هو من ابنه
    Yani, dekanın oğluyla çıkıyorum. Bu... Bu bir sır olarak kalamazdı. Open Subtitles أنا أواعد ابن عميدة الكلية لم يكن ليبقى هذا سرًا للأبد
    Kocası üç ay önce oğluyla yüzleşmek için gittiğini söyledi. Open Subtitles لقد ادعى زوجها انها رحلت منذ 3 شهور لمواجهه ابنها
    Baronun sıradan bir doktorun oğluyla ilgilenmesi için onay vermesine şaşırdım. Open Subtitles أنا متفاجئة أن البارون وافق على طبيبة من العبيد لتعالج إبنه
    Onu tutuklayalım ama oğluyla konuşturmayalım, olur mu? Open Subtitles هذا ما أريد فعله , أريد حجزها وعدم التحدث مع إبنها
    oğluyla sikişmiş olabilirim ama bu demek değildir ki, onu öldürmek istedim. Open Subtitles صحيح أنني كنت أضاجع ابنه ولكن ذلك لا يعني أنني أردت قتله
    Kurban eski karısı ve oğluyla arasına mesafe koymak istiyor olmalı. Open Subtitles هذا الرجل يريد ابعد مسافة ممكنة بين ابنه و زوجته السابقة
    Ve o şelalede... balık tutuyor... oğluyla futbol maçı seyrediyor, çılgınlar gibi bağırıyor. Open Subtitles و هو يصطاد السمك عند شلال و هو يشاهد كرة القدم مع ابنه
    Senatör Gallio evinde oğluyla ilgili olan bitenleri takip etmeli. Open Subtitles يبدولي ان السيناتور غاليو يجب ان يبلغ عما يجري في بيته مع ابنه
    Tüm bunların NIS Ajanı Mitchell'ın oğluyla alakası yok değil mi? Open Subtitles إن هذا ليس بشأن ابن عميل إن.آي.إس. ميتشل أبدا, اليس كذلك؟
    Şefin oğluyla kimin evleneceği aşiret büyüklerinin kararı. Open Subtitles كبار العشيره هم من سوف يقرروا من التى ستتزوج ابن الرئيس
    Zengin iplik üreticisinin oğluyla çıktığım dönemde severdim! Open Subtitles هذا كان من قبل .. عندماكنتأواعد. ابن قطب صناعة الخيوط الغني
    En genç oğluyla üç ay boyunca kafese tıkıldıktan sonra... Open Subtitles ولكن بعد أن أمضت 3 أشهرٍ محبوسةً برفقة ابنها الأصغر
    Sekiz yaşındaki oğluyla güç bela yaşayan dul bir anneydi. Open Subtitles كانت أم عزباء وحيدة مع ابنها ذو الثماني سنوات حسناً؟
    Kahraman polis, bugün oğluyla beraber hak ettiği tatile çıktı. Open Subtitles الشرطى البطل ريتشارد سانتورو أخذ أجازة مستحقة من عمل الشرطة اليوم مع إبنه
    oğluyla ben yaya geziyoruz, o benim arabamla fink atıyor. Open Subtitles يجعلنا نتمشى أنا و إبنه بينما يتسلى بسيارتي
    Neden hasta oğluyla ilgili konuşmak isteyeyim ki? Open Subtitles لماذا أودّ التحدّث معها بشأن إبنها المريض؟
    oğluyla arasındaki ilişkinin ciddi olduğunu sanmıştım. Open Subtitles أنا أفترضت أن العلاقة بينك وبين أبنه علاقة جدية
    Profesör Graves'in oğluyla bir ilişkinizin olduğu doğru mu? Open Subtitles هل هذا صحيح بأن لديك علاقة مع أبن البروفسور قيرفيز؟
    Bir boşluğu doldurması gerekiyordu. Yani o boşluğu oğluyla doldurdu. Open Subtitles كان عليها أن تملأ الفراغ الذي بقلبها، لذا ملأته بابنها.
    Bazı zamanlar bizim Tanrı'mız ve oğluyla olan benzerlikleri fark etmiyor değildim. Open Subtitles وأحيانًا لا يُمكنني منع نفسي من ملاحظة بعض التشابه مع إلهنا وابنه.
    Arkady'nin başarılarını duyup oğluyla gurur duyacağından eminim. Open Subtitles أنا سأضمن أن اركادي سوف يسمع الدبلوماسية الخاصة بك، وأنهُ سوف يكون فخور بابنه
    - Yargıç, garsonun hem kocası hem de oğluyla yattığını ve hamile kalmaya çalıştığını öğreniyor. Open Subtitles القاضية تكتشف أن النادلة تمارس الجنس مع زوجها و أبنها هذا دافع للقتل
    oğluyla tanıştığını ve başka bir isimle yaşadığını idda ediyor.. Open Subtitles ولده _شون وانه كان يعيش تحت اسم مستعار - حسناً
    O oğluyla istedigi extra yıllar sahip olacak Open Subtitles ستحصل الآن على تلك السنين التي ضاعت والتي ارادتها مع ولدها
    Şimdi, yan odada babası olan, "40 yaşındayım ama hala sıkıyım" içicisi var, tüttürüyor ve oğluyla bağ kurmanın yolunu bulmaya çalışıyor. Open Subtitles وفي الغرفة الثانية تجد والده يقول أنا في سن ال40 ومازلت مدخن جيد فهو يحاول أن يجد طريقة توصله بأبنه أليس هذا ساخر؟
    Bir balıkçının oğluyla evlenmemi hesaba katmamışlardı. Open Subtitles كانت لديها آمال كبيرة بخصوص مستقبلي لم تكن من ضمنها الزواج بابن صياد

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد