Eğer O çocuk beni... "Daha iyi Edison" derneği bir araya getirirse... | Open Subtitles | إذا قامت مقالة ذلك الفتى بربطي فمن الأفضل أن لا أستمع إليك |
Eğer O çocuk konuşursa, hepimiz için çok kötü olacak. | Open Subtitles | ستصبح الأمور أكثر بشاعة لنا كلنا إذا تكلم ذلك الفتى |
O çocuk, üçüyle de mi çıkıyormuş? Çok uzun hikaye. | Open Subtitles | إذن هل يواعد هذا الفتى هؤلاء الثلاثة إنها قصة طويلة |
Bayan, yine de o adamın O çocuk olmasına imkan yok. | Open Subtitles | سيدتى ، لا يمكن أن يكون هذا الرجل هو ذلك الطفل |
O çocuk hakkında Del'i tanıdığından daha az şey biliyorsun artık. | Open Subtitles | كنت لا تعرف هذا الطفل أي أكثر مما كنت أعرف ديلاوير |
O çocuk bir canavar. Karın da gerçek bir kıç ağrısıydı zaten. Böyle olduğu için yat kalk şükret. | Open Subtitles | ذلك الولد المتوحّش وزوجتك الغبية الحمقاء ، ما الشيء الأفضل الذي سيحصُل لك |
O çocuk, kıçına iyi bir tekme istiyor, onu bu paklar. | Open Subtitles | ما يحتاجه هذا الولد هو ركله في مؤخرته هذا ما يحتاجه |
O çocuk size yardım için geldiğinde her şeyini kaybetme riskine girdi. | Open Subtitles | ذلك الفتى الصغير كان لدي كل شيء ليخسره عندما جاء لكِ للمساعدة |
Bunu anlayamıyorum. O çocuk asla belaya bulaşmamıştır. Hem de bir gün bile. | Open Subtitles | أنا لا أفهم ذلك الفتى لم ينخرط في المشاكل طوال حياته، ولا مرّة |
Ne olduğunu biliyorum, çünkü O çocuk mezun olduğundan beri bekliyorum. | Open Subtitles | أعرف ما هو، لأنّني كنت بانتظاره منذ أن تخرّج ذلك الفتى |
O çocuk senin yeteneklerin yüzünden ölebilirdi ve hayatta olmasının tek nedeni senin şefkatin ki bu seni korkutuyor. | Open Subtitles | هذا الفتى كان يمكن أن يموت بسبب قدرتك و السبب الوحيد انه حي هو بسبب طيبتك و هذا يخيفك |
Başka bir gün O çocuk öğle yemeği olabilirdi. Merhamet gösteriyorsun. | Open Subtitles | انظر , فى اي يوم اخر لكان هذا الفتى طعام الغداء |
O çocuk için acı çekmiş eminim kendini çok kötü hissetmiştir. | Open Subtitles | لقد عانت من أجل هذا الفتى أعتقد بأنّها قد شعرت بالأسف |
O çocuk ne kadar nazik masum, sevecen ve hassastı, hatırlıyorsun değil mi? | Open Subtitles | تتذكرين كم كان ذلك الطفل لطيف بريء ، ودود وعطوف ألا تتذكرين ؟ |
Bırak koşsun. O çocuk, onun çocuğu bile olsa Klaus olmadan daha iyi. | Open Subtitles | إذًا دعه يركض، حتّى لو كان ابنه، فهو أفضل حالًا بدون ذلك الطفل. |
Şimdi O çocuk ölü, bu kadın ise elem içinde. | Open Subtitles | الاّن هذا الطفل قد مات و تلك المرأة في حداد |
O çocuk bir samanlıkta saklanıyor. | Open Subtitles | فقط ، مزحة او خدعة لاختفاء ذلك الولد في الحضيرة |
Paige, ben O çocuk biliyorum. Ben O çocuk oldu. | Open Subtitles | بايدج ، أنا أعلم هذا الولد لقد كنت هذا الولد |
O çocuk anaokulunda. Bir daha söyleyeyim; 4 yaşında. | TED | تلك الطفلة في كندي، سأركز على ذلك: أربعة سنين فقط. |
O çocuk intihar ederken bir iblisi bizatihi gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيت شيطاناً بالفعل عندما انتحر ذاك الفتى |
Yemin ederim O çocuk izin almadan tuvalete bile gidemiyordur. | Open Subtitles | قد أقسم بأن ذلك الصبي لا يتبول بدون إذنها |
Zengin ve derin doğasındaki tüm sevgi O çocuk üzerine yoğunlaşmıştı. | Open Subtitles | جميع الحب الذي في داخله يبدو أنه تركز ~~في هذا الصبي |
Garip görünebilir ve bencilce olabilir ama O çocuk durumunda olmak istemiyorum. | Open Subtitles | أعلم أنه يبدو غريباً, و ربما أنانياً. لكنني لا اريد أن أكون ذلك الشاب. |
O çocuk geldiğinden beri söylediğim hiç birşeyi dinlemiyorsun. Ve bak, başımıza neler geldi. | Open Subtitles | منذ أتت هذه الطفلة وأنت تتجاهل كل ما أقول |
O çocuk elinde insanların hayatını kurtarabilecek bilginin anahtarını tutuyor. | Open Subtitles | هذا الفتي يمتلك مُفتاح لفتح المعلومات التي قد تنقذ الأرواح. |
O çocuk sendin değil mi? Bizi dışarı çıkaran o hizmetkâr çocuk. | Open Subtitles | أنت كنت ذاك الولد الخادم الذي أخرجنا ، أليس كذلك؟ |
Bütün duyduğum O çocuk ve radyosundan gelen "breaker breaker"* sesleri | Open Subtitles | كُلّ ما أَسْمعُه هو ذلك الطفلِ والراديو خاصته |