Dilediğin şeye inanabilirsin. Ama o bilgi buradan asla çıkmayacak. | Open Subtitles | أنت يمكن أن تعتقد مهما أنت الحاجة، لكن تلك المعلومات لن يفهمه. |
Malesef o bilgi beni daha hızlı çalıştıramıyor. | Open Subtitles | ومما يؤسف له ، أن تلك المعلومات لا يمكنها جعلى أعمل أسرع |
o bilgi ikimize ait. Seni görevlendiren benim. | Open Subtitles | . تلك المعلومات تعود إلينا نحن الأثنين . أنا كلفتك بهذه المهمة |
Neden o bilgi benim çakmamda yoktu? | Open Subtitles | لماذا لم تكن كل تلك المعلومات فى ومضتى ؟ |
3'e kadar o bilgi elime ulaşmazsa... | Open Subtitles | إذا كنت لا تحصل على تلك المعلومات من قبل ثلاثة .. |
Bütün o bilgi girişi olayı sırasında beynim uyuşmuştu. | Open Subtitles | كل ما أعرفه هو أن عقلي تخدر من القيام بأدخال تلك المعلومات المملة |
Bilgisayarınıza bir video akışı olduğunda o bilgi elektronlar kullanılarak geçici olarak depolanır. | TED | حسناً ، عندما تشغل مقطع فيديو على حاسوبك تلك المعلومات تُخزَّن بشكل مؤقت باستعمال الالكترونات . |
Çünkü insanlara bir bilgi verip o bilgi nedeniyle tüketim alışkanlıklarını değiştirmelerini isterken doğal olarak oluşacak güven problemini hafifletebilir. | TED | لأنها يمكن أن تساعد في تخفيف بعض قضايا الثقة المتأصلة في تقديم المعلومات للناس. ثم مطالبتهم بتغيير سلوكهم الاستهلاكي بسبب تلك المعلومات. |
Tutti, o bilgi özeldi! | Open Subtitles | كيف أعرف؟ (توتي) ، تلك المعلومات كانت خاصة! |
o bilgi, dışarı sızmamalı. | Open Subtitles | ويجب ألاّ تخرج تلك المعلومات |
o bilgi verilmedi. | Open Subtitles | لم أُعطا تلك المعلومات |
o bilgi hayatta mı Mike? | Open Subtitles | هل تلك المعلومات , حية ؟ |
o bilgi silinmiş. | Open Subtitles | تم مسح تلك المعلومات. |