Sadece ayda bir kere perşembeyi seçip ve O günün de yarısını alıp mesela öğleden sonra-- sizin için kolay hale getiriyorum. | TED | ماذا عن اختيار خميس واحد مرة واحدة فقط في الشهر وقطع ذلك اليوم في منتصفه و قول مساء الخير .. سأجعل ذلك سهلا. |
Benim için uzun bir yolculuğun başlangıcıydı, ama O günün önemli olduğu kararına vardım. | TED | بالنسبة لي .. كانت بداية مسيرة طويلة منذ ذلك اليوم الذي قررت فيه ان اكون عضواً فاعلاً في المجتمع |
O günün kesinlikle onun adını... ...kazandığı gün olduğunu hissettim. | TED | وشعرنا ذلك اليوم .. انها استحقت اسماً يجب ان نطلقه عليها |
O günün şafak vakti güneşin cömertliğini, kutlamak için oldukça sevinçli bir olay olmalıydı. | Open Subtitles | فجر ذلك اليوم كان يُعتبر مناسبة سعيدة احتفالاً بسخاء الشمس |
Sonra da birbirimize iyi günler diledik. O günün en önemli noktası, bir daha bu utançla yaşamayacak olmasıydı. Yani o an yaşadığı utançla. | TED | وودعنا بعضنا، وأهم ما حدث ذاك اليوم أنه لم يمضِ بهذا الحرج، إحساس الحرج هذا. |
O günün hatırası oldukça açık ve daha da fazlası. | Open Subtitles | الذاكرة أوضحت ذلك اليوم جداً وأكثر من ذلك بكثير |
Tek düşündüğüm, O günün hatıralarda kalacak bir gün olması. | Open Subtitles | فقط كنت أحاول التفكير بطريقة لنجعل بها ذلك اليوم كذكرى جميلة |
O günün sonunda, konuştuk buluşmaya ve kişisel dosyalarımızı paylaşmaya karar verdik. | Open Subtitles | وفي وقت متأخر من ذلك اليوم تحدثنا معاً. قررنا أن نلتقي ، ومشاركة المعلومات في قضايانا الخاصة. |
Resimde yüzünün hemen yanında O günün gazetesi vardı. | Open Subtitles | وفي الصورة بجانب وجهها رأى صحيفة ذلك اليوم |
Benim için, O günün gelişi bir mektubun ulaşmasıydı. | Open Subtitles | بالنسبة لي، فقد أتى ذلك اليوم عند وصول رسالة بريدية |
İşte o gün özellikle zor bir gündü ve O günün sonunda oğlum dünyaya geldi, ve kocam hayatta kaldı. | Open Subtitles | هذا ما أسميه بيومٍ صعب وفي نهاية ذلك اليوم ، أنجبت طفلي وعاش زوجي |
Bazıları da, O günün, saçını bu şekil kestirdiğin vakit geleceğini söylemişti. | Open Subtitles | بعض الناس يقولون ان ذلك اليوم قد جاء ورحل عندما حلقت هذه التسريحة |
O günün öncesinde, yastıktan yapılma bir kale inşasına başlamışlardı. | Open Subtitles | ببداية ذلك اليوم بدأ بتشييد حصن مصنوع من الوسائد |
Belki O günün gelmesini istemiyorsun ya da belki iple çekiyorsun. | Open Subtitles | ربما انت فزع من ذلك اليوم ربما انت تحسب الثواني |
Irak'taki O günün her detayını hâlâ hatırlıyorum. | Open Subtitles | ما زلت أتذكر كل تفاصيل ذلك اليوم في العراق |
O günün sabahında göğsündeki ağrıdan şikayet ediyordu ve üç saat sonra kalp krizi geçirdi. | Open Subtitles | لقد كان يشكو من الام في صدره ذلك اليوم وبعد ثلاث ساعات اصيب بسكته قلبية |
O günün çoğunu Fish and Game biriminde Müdür Miller ile geçirmiştim. | Open Subtitles | قضيت معظم الوقت في ذلك اليوم في مركز الأسماك والحياة البرية مع المفوض ميلر |
O günün sabahı mezara gidip.. mezarı boş bulmuşlar. | Open Subtitles | أنهما دخلتا إلى القبر قبل صباح ذلك اليوم ووجدتاه فارغاً. |
O günün stüdyo kayıtlarını almış. | Open Subtitles | وحصلت والاستوديو سحب السجلات دافع عن من ذلك اليوم. |
Ama O günün sonunda eline bir kitap aldın ve onu okudun. | Open Subtitles | ولكن ذاك اليوم بالأنقاض كان هناك كتاب إنتشلته أنت |
Sadece O günün de diğer günler gibi başladığını ve onunda muhtemelen Sam'i düşündüğünü biliyorum. | Open Subtitles | كل ما أعلمه بأن اليوم بدأ كغيره من الأيام و بأنه من المحتمل كان يفكر بها |
Evet, çığlıklar yükselene kadar, insanlar, O günün harika olacağını düşünüyordu. | Open Subtitles | أجل، حتى قبل بداية الصراخ، ظنّ الناس أن اليوم سيكون يوماً رائعاً |