Sana söylersem ihtiyacın olanı elde edersin ve ben o hücreye geri tıkılırım. | Open Subtitles | أخبرك، تحصل علىماتريده، و أنا أعود لأحبس في تلك الزنزانة. |
Seni, o hücreye kapattığım için üzgünüm ama güvende olacağın tek yer orasıydı. | Open Subtitles | أنا آسف لأني احتجزتك في تلك الزنزانة... لكنها كانت السبيل الوحيد... لكي أتأكد بأنك ستكون بأمان |
- o hücreye asla konmamalıydı. - Aman kimler gelmiş. | Open Subtitles | لم يكن أبدا من المفروض أن يدخل تلك الزنزانة - انظري إلى ما هو عليه - |
o hücreye dönmeyeceğim, Kokuyor. | Open Subtitles | أنا لا عودة الى الوراء في تلك الخلية ، ينتن. |
Eğer temiz olsaydı asla onu o hücreye koymak zorunda kalmazdık ve bu bizi aklar değil mi? | Open Subtitles | إذا كان عنيدا ونظيفة ، وكنا أبدا لقد كان ليضعه في تلك الخلية. وهذا يعفي لنا ، أليس كذلك؟ |
Şerif eğer... eğer böyle bir soruya cevap almak istiyorsan... beni o hücreye kilitlemen gerekir. | Open Subtitles | شريف, إن... إن كنت تريد إجابة ًلسؤال ٍمثل هذا يجب عليك حجزي في تلك الزنزانة |
Onu o hücreye koyup açlıktan ölmesini izledim. | Open Subtitles | أوردته تلك الزنزانة وجوّعته حتّى الموت |
o hücreye yanında ne götürdüğünü biliyorum. | Open Subtitles | أعرف ما أخذت معك إلى تلك الزنزانة |
Hele o hücreye... | Open Subtitles | كلاّ... ليس في تلك الزنزانة. |
Billy Kemble'ı o hücreye koyduk. | Open Subtitles | وضعنا بيلي Kemble في تلك الخلية. |